İsrail Lanetlidir, Gazze ve Kudüs Bizimdir

İsrail'in Gazze'de bombalı saldırıları sürüyor. Yüzlerce Filistinli bu bombalı saldırılarda hayatını kaybetti. İçinde binlerce kişinin bulunduğu Al Ahli Arab Babtits Hastanes’ini bombaladı. Binin üzerinde kişi şehit oldu. Bu yazı yazılırken Kudüs Hastanesi civarı bombalanıyordu. Devamında ne olur henüz belli değil.

Kara harekâtına hazırlanan İsrail, hiçbir savaş kuralı tanımadan acımasızca bölgedeki sivilleri havadan vurmaya devam ediyor. Binlerce Filistinli bu bombalı saldırılarda hayatını kaybetti. Saldırılarına tepkiler oluşunca kendi yaptığı tüm bombalamaları inkâr ediyor. İkiyüzlü Batılı ülkeler tek tek İsrail’e kadar gidip onları desteklediklerini ilan ediyorlar. Herkes sevdiği ile beraberdir.

İsrail terör örgütü, bütün dünyanın sessiz bakışları arasında son bir ay içinde binlerce masum Filistinliyu şehit etti. Bunlardan en az 3 bin tanesi çocuk. 7 binden fazla kişi de bombalarla yıkılmış binaların enkazı altlında şehit oldu. Bunun adı açık ve net olarak soykırımdır.

Bu soykırımı gerçekleştirenleri, buna sessiz kalanları, destek olanları, alkış tutanları lanetliyoruz. Memur-Sen öncülüğünde ilk günden beri alanlardayız. Çeşitli çalışmalar devam ettiriyoruz. İlk gece İsrail büyükelçiliği ve İstanbul konsolosluğu önünde, Ankara’da ve diğer illerde miting ve basın açıklamaları, yürüyüşler yapıldı.

Biz biliyoruz ki; bu soykırımın ortağı Akdeniz’e gemilerini gönderen ABD’dir, İngiltere’dir.

BM Güvenlik Konseyinde katliama arka çıkan, ülkesinde Filistin’e destek eylemlerini yasaklayan Fransa’dır.

Hala İsrail’in kendini savunma hakkı vardır diyen Almanya’dır.

Bütün AB ülkeleridir.

Türkiye’yi de İsrail’e destek vermeye ve tarafını seçemeye çağırarak tehdit eden Avrupa Parlamentosudur.

Filistin’de yaşananlar akla karayı, sahteyle gerçeği, yalanla hakikati ayırmıştır.

Bugün Kur’an’ın ifadesiyle Furkan günüdür.

Herkesin safları belli olmuştur.

Bu katliamlara din savaşı diyerek destek veren ve haçlı ittifakını kuranlar taraflarını belli ettiler. Sadece devletler değil, dünya çapında faaliyet gösteren, ülkenin ticaret hayatını etkileyen birçok firma katil terör devleti İsrail’in askerlerine kumanya yarışına girdiler. Yaptıklarını sosyal medya hesaplarında ilan etmekten geri durmadılar. Mc Donalds, Burger King, Starbucks gibi bu firmalar bu katliamın karşısındaki insanların gözlerinin içine bakarak nasıl bu ülkede satış yapacaklar? Mazlum Filistinli çocukların kanlarıyla sulanmış ürünlerini nasıl insanlara satacaklar? Hangi yüzle yüzümüze bakacaklar? Bunlara yönelik tepkiler devam etmeli, hepimiz bunların mallarını boykot etmeliyiz.

Bizim tarafımız bellidir. Biz Filistin’in, Kudüs’ün, Aksa’nın tarafındayız.

Biz çocukları katledilen gözü yaşlı annenin,

Biz anneleri babaları katledilen yetimlerin öksüzlerin tarafındayız.

Biz Filistin’de işgale direnen yiğitlerin tarafındayız.

Onlar İslam ümmetinin onurlu evlatlarıdır.

Onlar emperyalizme çıplak elleriyle direnen kahramanlardır.

Selam olsun imanı kuşanıp işgale direnen Filistin’nin yiğit evlatlarına.

Selam olsun Kudüs’ün, Mescid-i Aksa’nın mahremiyeti için canını verenlere!

Onlar korku duvarlarını yıktılar.

Bu saatten sonra hiçbir zulüm bu duvarı onaramaz.

İsrail büyükelçiliği bu ülkeyi daha fazla kirletmemeli, Türkiye’den gitti ama bir daha asla dönmemelidir. Öyle göstermelik geçici geri gidişle değil, giderken kendisi için savaşa giden kanı bozuklarını da, dünyaya mal satan alçak firmalarını da alıp gitmelidir. Ne yandaşlarının ne de firmalarının bu güzelim ülkede yeri yoktur. Olmayacaktır.

Meydanlarda haykırdığımız gibi bir kere daha hepimiz tek yürekle haykıralım:

Kahrolsun Siyonist Terör Devleti!

Kahrolsun Soykırım Destekçileri!

Yaşasın Kudüs, Yaşasın Özgür Filistin!

Yaşasın Aksa Direnişi!

Memur-Sen ve Diyanet-Sen daima Filistin’in yanında olmaya devam edecektir. Müslüman tavrı da bunu gerektirir. Karınca misali elimizden ne gelirse yapmak zorundayız. Vesselam…