Hacıbey Özkan
Manada Kaybolan İnsan
Büyük bir geçmişimiz var. Konuşmaya başladığımızda Selçukludan tutup Osmanlı'ya kadar övgüyle bahsettiğimiz büyük değerlerimiz var.
Etiketleştirilmiş bir geçmişin içine sıkıştırılan insancıklar gibiyiz.
Sadece bir mektupla gavur illerinde dansı yasaklayan soyun devamı olduğumuzu söyleriz.
Bunları söylerken geçmişten bu güne gelen icatların hepsini kendi ellerimizle meşrebi bizden olmayanlara sunduk, onların reklamını yaptık.
Bir Ali Kuşçu'muz var mesela, Nevtondan önce yer çekimini bulan bir Razi'miz var mesela... İlk kağıt fabrikasını Kuran ibn Fazıl'ı bilenimiz çok az.
Fakat bir mektupla dansı gavur illerinden yasakladığımızı bilmeyenimiz Yok...
Bizi mananın içine hapsedip, garip kurgularla farklı bir dünya oluşturdular.
En iyisini bilenin Avrupa olduğunu bize zorlamadan yutturdular.
Bugün ise kilometrelerce uzaktan gelip islam beldelerine emirler yağdırıyorlar.
İşte tam bu noktada ilk tavizimizin devamını halen getirdiğini görüyoruz.
Verilen bir taviz ikincisi için bir davettir.
Teşkilatçılık noktasında ilklerin kime ait olduğunu bilmeyen bir sendikacının yarın kazanımlarını başkalarının hanesine yazdıracağı muhakkak.
Geçmişi anarak geleceği inşa eden bireyler olarak, dünyanın en büyük ve ilk yetkiyi alan sendikası olduğumuzu,
Memur-Sen'i ilk masaya taşıyan sendika olduğumuzu,
manevi kuvvetler olarak sendikacılıkta en büyük alanı temsil ettiğimizi bilerek adım atmalıyız.
Hakkın, hak arama kutsallığının bilincinde olduğumuzu hissettiren ilk sendika olduğumuzu,
diyanette sendikacılık kavramını medeni ölçekli başarılarla ispat eden sendika olduğumuzu,
ve genel anlamda yüzlerce kazanıma imza atan yetkili sendika olduğumuzu anlatamayan bir sendikacı, bu davanın manevi ikliminden uzaktır.
Bunun yanında sendikacılığı ezberlenmiş bir kaç kavramın içerisine sıkıştıran, verimsizleştiren bir modelden,
daha duyarlı, daha etkili, daha etkin liderler olarak, üretmeli, öğrenmeli, okumalı, okuduğunu yaşamalı ve Kuran'ın emrettiği çizgiden sapmamalıyız.
Başarımızın temel dinamikleri olan örgütlü toplum kavramlarını insanı inşa etmek adına kullanmalıyız.
Her ilde manevi kuvvetler olarak, devleti temsil eden bireyler olduğumuzu iliklerimize kadar hissetmeliyiz.
Bu sebeple Yeni Türkiye'nin ayak sesleri duyulurken , yerinde sayan din görevlisi modelinin bize uygun olmadığını,
ilklerin temsil makamını bu güne kadar nasıl temsil ettiysek, bundan sonra da temsil etmemiz gerektiğini bilmeliyiz.
Esenle kalın...
Hacıbey Özkan
- Diyanet(li)isen Beklenensin
- Vefası Kur’an Olanın Vefalısı Kur’an Olur
- Tam Bağımsız Olma Yolunda İlerlerken…
- Yeni Dünya Düzeni Öncesi Ayasofya da Cuma Namazı
- Gelişim Yolculuğumuza Devam Ediyoruz
- Manada Kaybolan İnsan
- Teşkilatın Motivasyonunu Artıran Hususlar 1
- Abdesti Gerekli Kılan Tek Meslek…
- EY HATİBİM
- Yaşamak Dururken
- İşte şimdi gayretullaha dokundu
- Ayasofya İbadete Açılacağı Günü Bekliyor
- İş Veren (Amirler) Neden Sendika İstemez?
- Özetle...
- Merkezi Ezan ve Vaaz
- Sendikal Çalışmalarımız Emeğe Saygı Merkezlidir
- Sendikal Hayatın Kazanımları
- Şimdi Bal Yapma Zamanı