Hasan Urhan
Yeni Kazanımlar İçin Mücadelemiz Devam Ediyor
Kamu görevlilerinin önümüzdeki iki yıl boyunca ekonomik, özlük ve sosyal haklarının görüşüldüğü 7. Dönem Toplu Sözleşme toplantıları Ağustos ayı itibariyle başladı. Aslında Memur-Sen ve bağlı sendikalar için süreç çok daha önce başladı.
Diyanet ve Vakıf hizmetleri kolunda 20 yıldır yetkili sendika olarak 7. Dönem toplu sözleşme tekliflerimizi Mayıs ayı itibariyle toplamaya başladık. “Talebiniz teklifimiz olsun” kampanyamızla teşkilatımızdan gelen talepleri masaya yansıtmaya çalıştık. Yine Haziran ayında gerçekleştirdiğimiz çalıştay ile Diyanet İşleri Başkanlığımızda farklı unvan ve birimlerde çalışanlardan oluşan 8 farklı komisyon ve Vakıflar Genel Müdürlüğü’nden de bir komisyon ile toplu sözleşme tekliflerimizi netleştirmeye başladık.
Genel merkez yönetim kurulumuz ve hukuk müşavirliği avukatlarımızla yaptığımız çalışmalar sonucu 7. Dönem toplu sözleşme tekliflerimizin çerçevesini belirledik. Memur-Sen ile gerçekleştirdiğimiz toplu sözleşme gündemli Başkanlar Kurulu Toplantısı ve topu sözleşmeye yönelik artarda yapılan toplantıların ardından oluşturduğumuz teklif dosyamızı kamuoyu ile paylaştık. 26 Temmuz’da Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na dosyamızı sunduk. 1 Ağustos itibariyle başlayan toplu sözleşme sürecinde 5 Ağustos’da hizmet kolu tekliflerimizin görüşüldüğü ilk toplantıyı gerçekleştirdik. 11 Ağustos itibariyle hizmet kolu görüşmelerimizin ikincisini gerçekleştireceğiz.
Bütün gayretimiz çabamız sizlerin taleplerini masaya doğru bir şekilde yansıtmak. Kazanımlarımıza yeni kazanımlar eklemek, mevcut kazanımları artırmak.
Mücadelemiz sendikacılığın hakka, hukuka riayet eden tarafını göstermek. Çünkü biz ahlâki ilkeleri olan, erdemi, dayanışmayı önemseyen “değerler sendikacılığı” anlayışını benimsiyoruz. Bizim sendikacılık anlayışımız, mali ve özlük haklar hususunda olduğu kadar, sosyal, kültürel alanda da etkin olmayı amaçlar. “Ben kazanayım da ülke kaybederse kaybetsin” anlayışı, hem ahlaki değildir hem de bizim anlayışımıza terstir. Memur-Sen’in, Diyanet-Sen’in ve Memur-Sen’e bağlı diğer sendikaların zirvede oluşunun sırrı, insanla, değerlerle ve medeniyetle kurduğu sarsılmaz ruh, mana ve gönül beraberliğidir.
Hakların korunması, geliştirilmesi, taleplerin toplanması, kamu işverenine sunulması vs hususlarda birinci sorumlu ve muhatap birim de hiç şüphesiz Hukuk ve Toplu Sözleşme birimidir.
Bu demektir ki mevzuat bir sendikanın bel kemiği, örgütlü yapının iş verenine karşı oluşturduğu, temsil ettiği masada teklifleri sunan birim anlamına da gelir. Diyanet-Sen yetkiyi aldığı dönemden bu güne, anlamlı çıkışlarla din görevlilerin sesi olmayı her zaman amaçlayan büyük bir sendikadır. Hak arama mücadelesinde etkili ve yetkili sendikadır.
Yetkili olduğu 20 yıl boyunca toplu görüşmeden toplu sözleşmeye, Kamu Personel Danışma Kurulu’ndan, Kurum İdari Kurulu toplantılarına kadar 4688 sayılı kanun kapsamında toplantıların tarafı olmuş, Diyanet ve vakıf görevlilerine yönelik yüzlerce kazanıma imza atmıştır.
İşin doğrusu, sözün kısası, Türkiye’nin normalleşmesinde, sivilleşmesinde, haksızlıkların, mağduriyetlerin giderilmesinde bir sivil toplum kuruluşu olarak büyük emeğimiz, mücadelemiz; kamu görevlileri adına temin edilen kazanımların altında emeğimiz, terimiz, imzamız var.
Yetkili sendika olarak imza altına alınan hiçbir haktan din görevlilerinin mahrum kalması söz konusu olamaz. Emeğimizin, ekmeğimizin, alın terimizin peşindeyiz. Diyanet-Sen ailesi olarak kazanımlarımızı korumak, sorunlarımızı çözmek, yeni kazanımlar üretmek için mücadelemizi kararlılıkla sürdürüyoruz.