Hasan Urhan
21. Kez Yine Yeniden Diyanet-Sen
Bir 15 Mayıs daha geride kaldı. 21. Kez yetkiyi perçinleştirerek 81 ilde yetkili sendika olmanın haklı gururunu yaşıyoruz.
Ülkeyi kimin yöneteceği kararını nasıl ki seçmen belirliyor ve siyasi partilere iktidar olma yetkisi veriyorsa, sendikalar için de yetkili olmak için üye sayılarının önemi odur. 20 yıldan bu yana emekçi kardeşlerimiz yetkiyi bize verdiği gibi önümüzdeki bir yıl daha, Diyanet ve Vakıf çalışanları adına söz söyleme yetkisi Diyanet-Sen’de olacak.
Son bir yıl içinde yaşananlara bakılınca bu yılki yetki çok daha farklı bir anlam ifade ediyor. Ekonomik sıkıntıların had safhaya ulaştığı dönemde yapılan 7. Dönem Toplu Sözleşme, seçimler, AYM kararı, tasarruf tedbirleri derken önemli zorlukların yaşandığı; irili ufaklı bütün sendikaların, problemlerle değil Diyanet-Sen ve Memur Sen’le uğraştığı bir dönemde, istikrarlı bir şekilde büyümeyi sürdürmek her sendikaya nasip olmayacak bir başarı değildir. Bu başarıda emeği geçen tüm teşkilat mensuplarımıza, yalan haber ve algılara kapılmayarak desteklerini sürdüren tüm üyelerimize teşekkürü bir borç biliriz.
Her gün bir başka iftiraya uğramak da ülkemize ait bir zorluk olsa gerek. Sözde erdem, ahlak, kanun, kural, hak hukuk kelimelerini ağzından düşürmeyenler üç beş üye kazanmak için her türlü yalanı mübah görebiliyorlar. Bu olayların bizi en çok üzen yanı da topluma milli ve manevi önderlik yapma iddiasında olanların bu işi yapmış olmaları.
Bizler yetkili sendika olarak üyelerimizin ve çalışanlarımızın ekonomik, soysal haklarını savunurken, onlara yeni kazanımlar elde etmeye uğraşırken bir taraftan da ortalığı kirleten bu tür saldırılarla da mücadele etmek zorunda kalıyoruz.
Yetkili sendika olarak enerjimizi bu tip boş ve gereksiz işlere harcamadan çalışanlarımızın biriken problemlerini çözmede kararlıyız. Yeri gelmişken üyelerimize, derdi hak ve erdem mücadelesi olan herkese şunu söylemek isterim; dün ne demişiz, ne yazmışız, hangi raporları yayınlamış hangi adımları atmış, hangi kazanımlar elde etmişiz bakılsın. Bütün konularda anlık tepkilerle değil köklü çalışmalarla nasıl katkı sunmuş, yol göstermiş veya tepki vermişiz.
Biz temsilini üstlendiğimiz Diyanet ve Vakıf çalışanlarımızın sözcüsüyüz. Konuşur, tartışır, yazar, çizer, araştırır, rapor eder, katkı sunar, önerir, tepki verir, eylem yaparız. Başkalarının değil temsil ettiğimiz kitlenin sesi oluruz. Bu ülkenin değerlerine sahibiz, dilini sever kendi kavramlarımızla konuşur, anlaşır ve yaşarız. İthal fikirlerin, sapık ideolojilerin, neslimizi bozacak sapkınlıkların ve onlara sahiplik yapanların karşısındayız.
Bizi milletimiz, Diyanet ve Vakıf çalışanlarımız iyi bilir, bildiği için de takdir eder. Çünkü Diyanet-Sen ve Memur-Sen milletin kendisidir. Selam ve dua ile…