Hasan Urhan
Bizim Mücadelemiz Haksızlığa Karşı Hakk’ın Yanında Olma Mücadelesidir
Diyanet-Sen’in 18 Ağustos 1998’de Ahmet Yıldız ve bir grup münevver din görevlisi arkadaşıyla başlattığı kutlu yolculuğu 25 yıldır kuruluş ruhundan taviz vermeden devam ediyor. Diyanet ve Vakıf görevlilerinin mali, sosyal ve özlük haklarının korunup geliştirilmesi, vesayetin son bulması, haksızlıkların giderilmesi, yasakların kaldırılması için girişilen bu kutlu yolda yetki ile birlikte öyle güzel kazanımlara imza attık ki yine Rahmetli Kurucu Genel Başkanımız Ahmet Yıldız’ın deyimiyle öncesiyle karşılaştırıldığında Diyanet-Sen’in yetkili olduğu dönem din görevlilerinin altın çağı olmuştur.
Kuruluş aşamasında bile “Din Görevlilerinin sendikası mı olur” diyenlere inat bu gün kamu görevlileri arasında en yüksek sendikalaşma oranına sahip kurum yüzde 86 ile Diyanet İşleri Başkanlığımızdır.
Yola “Şimdi yeni şeyler söylemek lazım, eski köye yeni adetler getirmek lazım diye çıktık. Türlü zorluklarla karşılaştık. Yılmadan bıkmadan kutlu yolculuğumuz devam etti ve etmeye de devam edecek. Zorbaya karşı mazlumdan yana, ezene karşı ezilenden, esarete karşı özgürlükten, barbarlığa karşı insanlıktan, cehalete karşı bilgiden yana verdiğimiz mücadele, bizim için varoluşsal bir mecburiyettir. Uzun soluklu bu koşu, bu yolculuk, bu yarış bitmeyecek. Çünkü bu iyilik, erdem, özgürlük, dayanışma yarışının her zaman talip ve sorumluları oldu, olmaya devam edecektir. Ayrıca bu yarış yalnızca sendikal bir yürüyüş değil ülkemizin ve tüm dünya mazlumlarının yanında olma haksızlığa karşı Hakk’ın yanında olma mücadelesidir.
Diyanet-Sen’in tarihi, Türkiye’nin özgürleşmesinden, demokratikleşme sürecinden ayrı düşünülemez. Pek çok yasağın son bulması, elde edilen onlarca mali, sosyal, kültürel kazanım, örgütlü mücadelemizin eseridir. Ülkemizin yasaklardan kurtularak kendi dinamikleriyle var olmayı başarması, sendikal faaliyetlerle elde ettiğimiz en önemli kazanımlardan biridir. Hiçbir şey, bu kazanımın önüne geçemez, geçmemelidir. Biz, ter akıtarak, emek vererek, mücadele ederek, hak ederek geldiğimiz bu noktayı yeterli görmedik, görmüyoruz. Bu ufku hiçbir zaman kaybetmedik. Her zaman yeni hedefler yeni ufuklarla bu kutlu mücadelede yol almaya devam edeceğiz.
Medeniyet değerlerimizden, kadim bilgilerden aldığımız güçle çalışmalarımızı sürdürmeyi, meseleleri geniş açıdan ele almayı, değer ve usul sahibi olmayı ufuk sahibi olmanın gereği olarak görüyoruz. Biz, ilmi, bilgiyi, insan haklarını, insanlığın geleceğini, milletimizin istikbalini önemsiyoruz. Hakkı teslim etmek, erdemi yüceltmek, değerlere duyarlı sendikacılığımızın kıstaslarıdır. Hayal dahi edilmeyen başarılarla, tarihî kazanımlarla dolu 25 yılımızı bu değer, ölçü ve ilkelere riayetle tamamladık. Bu zaman zarfında, davaya adanmışlığın, hak bilirliğin, mazluma el uzatmanın, vefanın, mağdurun hakkını aramanın, medeniyet inşası ve ihyası mücadelesinin merkez adresi olduk.
25 yıllık süre zarfında Diyanet-Sen hep ilklere imza attı. Dünya’da ve Türkiye’de kurulan ilk müstakil din görevlileri sendikasıdır. Memur-Sen’in yetkide Besmelesidir. 81 ilin 81’inde yetkiyi alan tek sendikadır. Sendikalaşma oranı yüzde 64 ile en yüksek sendikadır. Örgütlü başarı, bir sistem başarısı olduğu ölçüde etkindir, etkilidir. Asıl önemli olan, münferit veya lokal değil, toplam kalite ile sağlanan başarılardır. Görev ve sorumluluk bilinciyle elde edilmiş başarı süreklidir, değiştirici, dönüştürücü bir güce sahiptir. Her başarı, sorumluluğunun bilincinde dava adamlarının omzunda, öncülük ve örnekliğinde gerçekleşmiştir, gerçekleşiyor.
Hakk davasına bütün varlığıyla adanmış bir teşkilata gönül, omuz, destek verenler ağır fakat o ölçüde onurlu bir sorumluluk üstlenmişlerdir. Toplumun şimdiye kadar bize olan teveccühünün en önemli sebebi bizim medeniyet değerlerine yabancı olmayışımızdır; fikrî ve ahlaki olgunluğumuzdur. Halkın değerleriyle hiçbir zaman ayrı düşmeyişimizdir.
Hakk için direnmek, çözüm için diretmek, çözüme paydaş olmak, doğruya destek olmak, yanlışa karşı durmak ,erdemli sendikacılık ilkelerine bağlı sendikacılık yapmak, akademik hizmet sendikacılığıyla tanışmak, mazlumla paylaşmak, zalimin karşısında olmak, yeni kazanımlar üretmek, haksızlıklara son vermek, insanı yaşatmak, kardeşçe paylaşmak isteyenlerin adresi olan Diyanet-Sen’i Türkiye’nin en büyük sivil toplum örgütü ve sendikası yapan en önemli sebeplerden biri, bu fikrî ve ahlaki ilkelere bağlılıktır.
Yeni Türkiye yüzyılında yeni ufuklara yeni şeyler söyleyerek, yeni şeyler yaparak, yeni şeyler üreterek, yeni kazanımlara imza atarak yürüyeceğiz vesselam…