Nazif Kocaçoban
Türkiye Yüzyılı İçin Hep Birlikte Çalışacağız
Memur Sen özelde; üyelerinin ortak ekonomik, sosyal, kültürel, özlük, mesleki, hak ve menfaatlerini korumayı ve geliştirmeyi genelde ise; ülkemizde cereyan eden her türlü haksızlık ve hukuksuzluğa karşı çıkmayı temel amaç bilerek yola çıkmış öncülerin ve onlarla gönül birliği yapmış binlerce kamu çalışanının ortak çatısıdır. Bu amaçlarımızı gerçekleştirmek için evrensel insan haklarına ve Anayasaya dayanan demokratik, sosyal adalet ve hukuk devleti anlayışı içerisinde gece gündüz demeden çalışıyoruz.
Bu teşkilat bugünlere kolay gelmedi, ciddi emek vererek bugünlere gelindi. Hala da mücadele devam ediyor. Şimdi bu dava bizlerin omuzlarında yürüyor. Aynen bizden öncekilerin yaptığı gibi; Mehmet Akif İnan Ağabey, Ahmet Yıldız Ağabey gibi bu davayı dimdik ayakta tutmak için ter dökme sırası bizde. Bu davaya nefer olma sırası bizde…
Biz, amacı olan bir teşkilatız. Biz, hedefleri olan bir teşkilatız. Biz, aynı gaye etrafında toplanmış ve bu gaye uğrunda gözünü kırpmadan fedakârlık yapmayı bilen güçlü bir teşkilatız…
Görüyoruz ki; kamu görevlilerinin beklentileri, talepleri, milletimizin sendikal bakışı Memur-Sen ve bağlı sendikalar ile aynı düzlemdedir. Bu yüzden mücadelemiz, ülke sorunlarına yönelik çözüm odaklı yaklaşımlarımız Memur-Sen’in ve bağlı sendikalarının kamu görevlileri sendikacılığında rakipsizliğini tescillemiştir. Mayıs ayı itibariyle kamu sendikalarının üye sayıları bir kez daha tutanak altına alınmış ve Diyanet-Sen hizmet kolundaki 23 sendikaya büyük fark atarak 81 ilin 81’inde de yetkiyi almıştır. 20. yetki yılımızda sendikamıza kuruluşundan günümüze gönül veren, emek veren genel merkez yönetimlerimizden, şube ve il başkanlarımıza, ilçe temsilcilerimizden iş yeri temsilcilerimize ve her bir üyemize güvenleriyle gücümüze güç kattıkları, üyelikleriyle örgütlülük noktasında kararlı tavır ortaya koydukları için Diyanet-Sen ailesinin Memur-Sen ailesinin kıymetli mensuplarına bir kez daha gönülden teşekkür ediyorum.
Diyanet-Sen ailesi adım adım yükselerek bugün 87. 249 üyesiyle sözünün güvenilirliği, topluma karşı saygın davranışları, toplumun değerleriyle birlikte hareket eden ve bu değerleri baş tacı eden tavrı dolayısıyla hiçbir zaman milletle, millet iradesiyle kavgaya girmemiştir.
Bu yüce davanın kurucusu olan Mehmet Akif İnan, Ahmet Yıldız ağabeylerimizin arkadaşları ile beraber attığı tohum, bu teşkilatın binlerce yöneticisi ve yüz binlerce üyesinin azimle çalışmaları sonucunda önce bir fidan, sonra bir çınar olmuştur. Geldiğimiz noktanın ötesine geçmek, sınırları aşmak ve kadim medeniyetimizin bizden beklediği sorumluluğu bihakkın yerine getirmek durumundayız.
Bizim sendikacılığımız ahlakın kalbine sorumluluk duygusunu da koymak demektir. Çünkü sorumlu olduğumuz için hürüz. Bu millet artık parya muamelesi gören bir millet değildir. Sendikal anlayışımız, büyük Türkiye’nin inşası hususunda her türlü olumlu faaliyete ‘evet’ demek erdemiyle anlam kazanır. Bu ülkeye ve insanına olan inancımız, basit aklın ürettiği menfaatlerin dışında hatta menfaatleri, menfilikleri boğan bir ruh faaliyetidir.
Milletimizin refahı, devletimizin daha adil, şeffaf, güçlü ve özgürlükçü olması için yapılan bütün faaliyetlerin başarıya ulaşması için yalnızca elimizi değil, gövdemizi taşın altına sokmak, temsil ettiğimiz davaya ve üyelerimize karşı sorumluğumuz ve görevimizdir. Bu yolda yorulmayacağız, yılmayacağız, bıkmayacağız. Dinlenmeden, ruhumuzu, bedenimizi hantallaştırmadan bitip tükenmez bir enerjiyle çalışacağız, çalışmaya ve mücadeleye devam edeceğiz.
Bizim geleceğe dair hazırlıklarımız olmak zorunda. Bizim amacımız gelecekle ilgili en iyi tahmini yapmak değil, bugünden geleceğe hazırlanmayı sağlayacak farklı trendleri belirleye bilme ve buna katkı sunmaktır.
Baştan beri söylediğimiz gibi bizim amacımız gayemiz belli “Yeniden Büyük Türkiye için Türkiye yüzyılı” için çalışmak…
Bu yol güllük gülistanlık bir yol değil, engeller, çukurlar, zorluklarla dolu bir yol ama bunlar bize engel olamayacak, hiçbir mazeret bize engel olamayacak…
Biz hep birlikte Türkiye'yiz. Onun için hep birlikte 'mazeret yok' diyerek ülkemizi daha ileri taşıyacağız. Türkiyemizin, geleceğinin şekillenmesini seyretmeyeceğiz. Bu çorbada bizim de tuzumuz olacak… Taşın altına elimizi de koyacağız… gerekirse başımızı da…Bu hepimizin sorumluluğudur.