Mehmet Ali Güldemir
Yapacağımız Daha Çok İş Var
Tüm dünyayı etkisi altına alan ve ülkemizde geçen Mart ayından bu yana bir yılı geçkin süredir varlığını hissettiren korona virüs ve neden olduğu pandemiyle, hem Devlet hem de millet olarak mücadelemiz devam ediyor.
Ülkemizin her zorlu sürecinde taşın altına elini değil gövdesini koyan din görevlilerimiz bu zorlu süreçte de sağlık çalışanlarımızın ardından sahanın sesiz kahramanları olarak Vefa Sosyal Destek Grupları’nda, Filyasyon ekiplerinde en çok görev alan kamu kesimi olmuştur. Kurtuluş Savası’nda Sütçü İmam olup bacısının yaşmağını indirtmeyen, 15 Temmuz’da salaları ile tankları durduran, pandemi döneminde ise kendi asli görevlerinin yanında Vefa Sosyal Destek Gruplarında görev alan din görevlilerimiz yeri geldi Ayşe Teyze’ye gıda paketi yetiştirdi, yeri geldi Hasan Amca’nın ilacını götürdü, Fatma Ninenin maaşını ulaştırdı evine... Kimi zaman filyasyon çalışmasında o da bu virüsün pençesine düştü, kimi zaman darp edildi yardım etmek istediği kişilerce. Ama kadir şinas vatandaşlarımızın bir “Allah razı olsun” sözü yetti de arttı din görevlisi kardeşimin gönlünü almak için.
Çünkü biz Din görevlisi olarak insanlara sunduğumuz hizmetin Peygamberimizin varisliği olduğunun bilincine sahibiz. Çünkü biz sendikacı olarak da emeği temsil, hakkı teslim görev ve sorumluluğuyla donatıldığımızın farkındayız. Din görevlisi sıfatına halel getirmeden, hakkımız olanı, emeğimize helal kılınanı almaktaki mahir tavrımız devam edecek. Herkese selam vererek, herkesle hem hal olarak tebliğ etmeye, din hizmetini sunmaya devam edeceğiz. Sendikacılıkta rekabeti, din hizmetinde vakıf hizmetinde millete refakati esas alarak yol almaya devam edeceğiz.
Bugünle yetinen değil, geleceğe bakan, geleceğe dair planları ve stratejileri olan bir sivil toplum örgütüyüz. Bunun için ki, kurumsallaşmaya önem veriyor, ortak aklı üstün tutuyor, istişare içinde hareket ediyoruz.
Dostların, yol arkadaşlarının takdir ve teveccühlerine layık olmaya çalışarak, birlikte var olduğumuzun, birlikte yürüdüğümüzün şuuruyla yol alıyoruz.
Bizim beraberliğimiz, iman ve ahlakı esas ölçü kabul eden asil duruşun beraberliğidir. İnancımız ve duygumuz bir olunca, amacımız ve sorumluluğumuz da benzer oluyor. Amacımız bir olunca Allah bizleri aynı yolda, aynı menzil üzere birleştiriyor, buluşturuyor. Bu menzilde her engel aşılır.
Bizim işimiz, görevimiz, hayalimiz, terimizin hakkını, hukukunu gözetme gayretimiz insanı öncelemek içindir.
Şerri, şeytanı, nefsi ötelemek, iyiyi güzeli, doğruyu, hayrı hayatın merkezine koymak içindir.
Halka hizmet hakka hizmettir diyen bir anlayışın, insanı yaşat ki devlet yaşasın diyen bir düsturun, din görevlileri sendikacılığının markası da yetki halkası da Diyanet- Sendir, Diyanet-Senlilerdir
Bu yüzden Diyanet-Senli olmanın sorumluluğu büyüktür. Bu nedenle yapacağımız daha çok iş var.