Ali Güzeldal
İlme Dair...
İlk emri “OKU” olan bir dinin müntesipleriyiz.
Okumaktan gaye, “insana kalite kazandırmak” ve onu “yararlı hale getirmektir”.
Bilgi, eğitimde kullanılan malzeme konumundadır.
Bilgi nazariyeyi, eğitim ise pratiği (uygulamayı) ifade eder.
Mesela ibadetler uygulamalı eğitimdir.
Bilginin davranış haline dönüşmesidir.
Aksi taktirde “lime tegulüne mâlâ tef’alün” ayetinin muhatap olunur ve bu bilgi fantaziden öteye gitmez.
Bilginin ibadet şekline dönüşmesi, kişinin tamamen niyet ve tavırlarıyla doğru orantılıdır;
“İnnemel a’mâlü bi’nniyet” ameller niyetlere göredir.
Şuursuzca yapılan, riya kokan ibadetler, yarar yerine zarara sebebiyet verir.
İki tür eğitim vardır;
1- Dini (kulluk) eğitim
2- Seküler (dünyevi) eğitim.
Seküler eğitim sezonluktur.
Dini eğitimde devamlılık vardır.
“Va’bud rabbeke hatta ye’tiyekel yakin” ölüm gelene kadar kulluğa devam..
Dini eğitim bir yaşam tarzıdır ve hayatın her safhasına ait kural ve uygulamaları bu eğitimi canlı tutar ve hayatta boşluk bırakmaz.
Zira insan, her an uyarılma ihtiyacındadır.
Böylece hayatımızı programlı bir şekilde sürdürürüz.
Faydalı ilim, “ihtiyaca cevap veren” ilimdir.
İnsanın en büyük ihtiyacı, beden ve ruhun huzur ve mutluluğunu temin etmektir.
Sadece dünyalık ilim öğrenirsek, ebedi hayata göçerken nefsin rahatına hitap eden bilgiler fayda vermeyecektir.
Böylelerine Kur’an “âmiletün nâsıbeh” çalışmış, ama boşa yorulmuş, olarak ifade eder.
Dini ve dünyevi ilim, bir kuşun iki kanadı gibidir.
Sarf, nahiv bilmediğini söyleyen kayıkçıya; “ömrünün yarısı boşa gitmiş” diyen âlim,
kayık alabora olmak üzereyken yüzme bilmediğini söyleyen alime, kayıkçının cevabı;
“Benim yarı ömrüm boşa geçmiş ama şimdi senin ömrünün tamamı gidecek” cevabı, bize her iki ilme de değer vermemiz gerektiğini ifade eden güzel bir misaldir.
Allah Resûlü sav. ;
“Ey Rabbim, Senden faydalı ilim istiyorum. Faydasız İlimden Sana sığınıyorum” diye dua etmiştir.
Rabbimizden niyazımız, bizleri faydalı ilimle rızıklandırsın. Faydasız ilimden muhafaza buyursun.