Toplu Sözleşmeyi Başarısız Göstermek, Hesap Bilmezliğin ve Memur-Sen'e Hasetlerin Tezahürüdür

Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, toplu sözleşmeyle ilgili kendilerine yöneltilen eleştirilerin haksız olduğunu söyledi.

Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, toplu sözleşmeyle ilgili kendilerine yöneltilen eleştirilerin haksız olduğunu söyledi. Gündoğdu, "Toplu sözleşmeyi başarısız göstermeye çalışmak, ancak ve ancak yetkili oldukları dönemde kazanım üretmek bir tarafa görüşme sürecinin son gününe kadar Kamu İşveren Kurulu'ndan teklif dahi alamayan diğer iki konfederasyonun hesap bilmezliğinin ve Memur-Sen'e yönelik hasetlerinin tezahürünün eseridir" dedi.

Gündoğdu, Memur-Sen Genel Merkezinde Konfederasyona üye sendikaların genel başkanlarıyla toplu sözleşmeyle ilgili eleştiri ve iddiaları değerlendirdi. Toplu sözleşmeyle ilgili kendilerine yöneltilen eleştirilere değinen Gündoğdu, konfederasyonların ve sendikaların temel işlevinin üyelerinin, kamu görevlilerinin haklarını korumak, geliştirmek ve artırmak olduğunu söyledi.

Toplu sözleşme sürecinin sendikaların bu işlevi yerine getirmesinin yolu ve yöntemlerinden biri olduğunu vurgulayan Gündoğdu, kendilerinin 21 günlük yasal sürenin 7'inci gününde Kamu İşveren Heyeti'ne toplu sözleşmeyi imzalatmayı başardıklarını dile getirdi. Geçmiş yıllardaki toplu görüşmelerde Kamu İşveren Heyeti'nin toplu sözleşme tekliflerini son günlerde ve son oturumunda verdiğini anımsatan Gündoğdu, şöyle konuştu: "Diğer iki konfederasyon Memur-Sen'i işi erken bitirdiği için suçladıklarının, karaladıklarının farkında olamayacak kadar aymazlık ve kıskançlık içerisindedir. Kamu İşveren Kurulu'na, kamu görevlilerinin yıllardır artış istediği taban aylığa son on yıllık dönemde ve aynı dönemdeki en yüksek taban aylık zammı oranını ihtiva eden bir toplu sözleşme metnini imzalatmak, Memur-Sen daha iyisini imzalatıncaya kadar bugüne kadar varılan en karlı, en kapsamlı ve en adil uzlaşmadır. Bu toplu sözleşmeyle ile taban aylığı bin 27 liradan, bin 202 liraya yükselmiş ve bugüne kadar taban aylığında ilk defa 175 lira artış sağlanmıştır."

Memur-Sen'in Toplu Sözleşmedeki Olmazsa Olmazları

Memur-Sen'in toplu sözleşme masasında kamu çalışanlarının hakkını sonuna kadar aradığını söyleyen Gündoğdu, hükümetin ilk teklifini kabul etmediklerini ancak müzakere edilebilir bulduklarını söyledi. Gündoğdu, toplu sözleşme süreci hedeflerini şöyle sıraladı; Emeklilere iyileştirme, emekliye ayrılacak tüm kamu çalışanlarının taban aylığına, emekli ikramiyesine, öğretmenlere ve 4-C'li çalışanlar. Yine işçi ve memurun arasındaki emekli maaşı ve emekli ikramiyelerinin arasındaki makası daraltmak, en düşük ve en yüksek maaş alan memur ve memur emeklisi arasındaki makası daraltmak. Bunun yolu da taban aylığına zamdan geçiyordu."

"7 Gün Değil, 1 Yıl 7 Günlük Mücadelenin Eseri"

Gündoğdu, Kamu İşveren Kurulu'nun ilk teklifteki taban aylık tutarı ile ikinci teklifteki tutar arasında yüzde 75, öğretmenlerin özel hizmet tazminatı artış oranında yüzde 87,5, 4/C'li personelin ücretlerinde ise yüzde 233'lük bir artış sağlandığına dikkati çekerek, "Kamu İşveren Kurulu'nun ilk teklifindeki rakam ve oranların kısa süre içerisinde bu kadar yükseltilmesini "başarısızlık ve kamu görevlilerinin satışı" olarak görenlerin yetkili oldukları dönemde masadan eli boş kalkmalarının nedeni bu yılki toplu sözleşme ile daha net ortaya çıkıyor. Onların niyeti üzüm yemek değil bağcıyı dövmekmiş. Haset hesabı yapmaktan, kazanç hesabını öğrenmeye fırsat bulamamışlar. Bu noktada, toplu sözleşmenin 7 günde değil 1 yıl 7 gündür devam eden mücadelenin ve görüşme sürecinde sabahlara kadar süren görüşmelerin ürünü olduğunu bir kez daha hatırlatmak gerekiyor" diye konuştu. 

"Emekli İkramiyesi 5 bin 250 lira Artacak"

Kamu İşveren Kurulu'nun 2014'e dair yüzde 3+3 teklifinin kamu görevlileri açısından taban aylığa brüt 175 lira, net 123 lira zam yapılmasından daha karlı olduğu iddialarına da cevap veren Gündoğdu, bin 548 lira emekli aylığı alan bir memurun 3+3 ile maaşının ilk 6 ay bin 594, ikinci 6 ay ise bin 642 lira olacağını ama taban aylığa yapılan brüt 175, net 146 lira ile söz konusu maaşın bin 694 liraya ulaştığını belirtti. Taban aylığının emekli ikramiyesine etkisinin yüzdelik zam artışından daha etkili olduğunu hesap bilen herkes anlayacağını ifade eden Gündoğdu "175 lira taban aylık artışı emekli ikramiyelerinde 30 yıllık hizmet süresi üzerinden 1 Ocak 2014 itibarıyla 5 bin 250 lira artış getiriyor. Bu tutar bütün kamu görevlileri için geçerlidir. Müsteşarın da, genel müdürün de öğretmenin de, hizmetlinin de emekli ikramiyesi 5 bin 250 lira artacak" dedi.

"Maaş Makası Düşük Maaşlılar Lehine Daraldı"

Gündoğdu, yüzde 3+3'lük artış yerine Kamu İşveren Kurulu'na taban aylığa 175 lira brüt zam yapılmasını öngören toplu sözleşme metnine imza attırılmasının kamu görevlilerinin yüzde 85'inin daha fazla maaş zammı ve daha fazla yıllık gelir artışı elde etmesini sağladığını savunarak, konuşmasına şöyle devam etti:"Hizmetli arkadaşımızın yıllık gelir artışı yüzde 3+3'de 894 lirayken taban aylık zammında bütün kamu görevlileri gibi bin 476 lira olmuştur. Bunun anlamı, hizmetli arkadaşımızın yıllık gelir artışı, yüzde 3+3'e göre yüzde 65 daha fazladır. Öğretmen arkadaşımızın yıllık gelir artışı ise yüzde 23, hemşire arkadaşımızın yüzde 37, teknisyenin yüzde 44, memurun yüzde 52, vaizin yüzde 13, polis yüzde 7,9 artarken müsteşarın yüzde 63 oranında azalması söz konusu. Bu 2014 yılı toplu sözleşmelerinde kamu görevlileri arasındaki maaş makasının düşük maaşlı kamu görevlileri lehine olacak şekilde daralması durumunun yıllık gelir artışı bakımından da doğrulandığını göstermektedir. Düşük maaşlı arkadaşlarımız daha yüksek oranlı gelir artışı yanında yüzde 3+3'e nazaran daha fazla gelir artışı elde ederken yüksek gelir düzeyindeki kamu görevlileri ise daha düşük gelir artışı elde etmiştir."

"Yeni kazanımlar için 2015 yılını beklemeyeceğiz"

Toplu sözleşmenin en önemli kazanımlarından birinin 4/C'lilerin maaşlarının iyileştirilmesi olduğuna dikkati çeken Gündoğdu, 4/C'lilerin maaşlarının bu toplu sözleşme ile brüt 350 net 253 lira aile yardımıyla birlikte ise net 493 lira arttığını anımsattı.

"Toplu sözleşmeyi başarısız göstermeye çalışmak, ancak ve ancak yetkili oldukları dönemde kazanım üretmek bir tarafa görüşme sürecinin son gününe kadar Kamu işveren Kurulu'ndan teklif dahi alamayan diğer iki Konfederasyonun hesap bilmezliğinin ve Memur-Sen'e yönelik hasetlerinin tezahürünün eseridir" diyen Gündoğdu, Memur-Sen olarak kamu görevlileri için her yıl, her ay, her hafta, her gün ve her an kazanım üretme çaba ve gayreti içerisinde olduklarını söyledi.

Ahmet Gündoğdu, kamu görevlilerine yeni kazanımlar üretmenin peşinde olduklarını belirterek, şunları kaydetti: "Bu kapsamda Kamu personeli Danışma Kurulu gündemine, öğretim elemanlarının maaş ve ücretlerinin iyileştirilmesi, eş ve çocuk yardımının arttırılması, 4/C'li personelin kadroya geçişi, emekli ikramiyesinin hesabında 30 yıllık sınırın kaldırılması, 2005'ten sonra göreve başlayanlara-başlayacaklara bir derece verilmesi, disiplin cezalarının affına ilişkin düzenleme yapılması, görevde yükselmeye ilişkin sınavların yapılması, atama ve yer değiştirmeye ilişkin sorunların çözülmesi, ek göstergelere ilişkin talep ve beklentilerin karşılanması, fazla mesai ücretlerine ilişkin sorunların çözülmesi, fiilen çözüme kavuşturduğumuz başta başörtüsü olmak üzere kılık-kyafet özgürlüğü konusunun yasal olarak da çözüme kavuşturulması, konularının ele alınmasını isteyeceğiz. Toplu sözleşmeyle elde ettiğimiz kazanımların yanına yenilerini eklemek için 2015 yılı toplu sözleşme görüşmelerini beklemeyeceğiz."

Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu'nun Konuşmasının Tamamı Şu Şekilde:

Memur-Senimizin Kıymetli Yönetim Kurulu Üyeleri,

Sendikalarımızın Değerli Genel Başkanları ve Yönetim Kurulu Üyeleri    

Değerli Basın Mensupları,

Saygıdeğer Kamu Görevlileri

        Bildiğiniz gibi, kamu görevlilerinin 2014-2015 yıllarına ilişkin mali ve sosyal haklarının belirlendiği ikinci toplu sözleşme süreci,  genel toplu sözleşme ve on hizmet kolu bakımından 7 Ağustos 2013 Çarşamba günü bir diğer ifadeyle Ramazan Bayramı’nın arefe günü toplu sözleşme imzalanması suretiyle tamamlandı.  

        Genel toplu sözleşme ve on hizmet kolundaki toplu sözleşmenin 7 gün gibi kısa bir sürede tamamlanması, diğer iki konfederasyon tarafından ajite edilerek sözleşme kazanımlarının değersizleştirilmesine dayanak yapılmaya çalışıldı. Sürecin bitmesine 23 gün vardı, 14 gün vardı diyerek kamu görevlilerinin zihinlerini bulandırmaya, basın açıklamalarıyla alanı tahrik etmeye çalıştılar.  Konfederasyonların ve sendikaların temel işlevi, üyelerinin, kamu görevlilerinin haklarını korumak, geliştirmek ve artırmaktır.  Toplu sözleşme süreci de, bu işlevi yerine getirmenin yol ve yöntemlerinden bir tanesidir.  4688 sayılı Kanuna göre de toplu sözleşme sürecinin maksimum süresi, Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna başvuru ve Kurulun karar süresi dahil olmak üzere otuz gündür. Bu sürenin en fazla 21 günlük bölümü, toplu sözleşme masasının tarafları arasındaki görüşmelere ayrılabiliyor. Buna göre toplu sözleşme imzalamak için kullanılabilecek azami süre 21 gün. Biz ise, 7 gün içerisinde toplu sözleşme imzalatmışız. Daha net bir ifadeyle, Kamu İşveren Heyeti’ne 7 gün gibi kısa bir süre içerisinde toplu sözleşme imzalatmışız.

        Geçmiş yıllardaki toplu görüşme ve toplu sözleşme görüşmelerini incelediğimizde Kamu İşveren Heyeti’nin toplu sözleşme tekliflerini toplu görüşmelerin son üç günü içerisinde toplu sözleşmenin ise son oturumunda verdiğini hepimiz biliyoruz. Yirmi gün içerisinde teklif dahi vermeyen Kamu İşveren Heyeti’ne 7 gün içerisinde toplu sözleşme imzalatmayı başarısızlık olarak görenler, Kamu İşveren Kurulu’nun yirmigün geçmesine rağmen teklif vermemesinden rahatsız olmayanlardır. Kamu İşveren Kurulu’na, görüşmelerin son oturumuna kadar teklif vermeyen istikrar bulmuş ve inatçı tavrını kırarak yedinci günün sonunda imza attırmak, mütevazi bir pencereden ancak ve ancak işi erken bitirmektir. Diğer iki konfederasyon Memur-Sen’i işi erken bitirdiği için suçladıklarının, karaladıklarının farkında olamayacak kadar aymazlık ve kıskançlık içerisindedir. Kamu İşveren Kurulu’na, kamu görevlilerinin yıllardır artış istediği taban aylığa son on yıllık dönemde ve aynı dönemdeki en yüksek taban aylık zammı oranını ihtiva eden bir toplu sözleşme metnini imzalatmak, Memur-Sen daha iyisini imzalatıncaya kadar bugüne kadar varılan en karlı, en kapsamlı ve en adil uzlaşmadır. Bu toplu sözleşmeyle ile taban aylığı 1027 TL’den 1202 TL’ye yükselmiş ve bugüne kadar taban aylığında ilk defa 175 TL artış sağlanmıştır.

        Değerli Basın Mensupları

        Toplu sözleşme tekliflerimizi açıkladığımız basın toplantımızda, Ramazan Bayramı’nın yanına iki bayram daha ilave edilebileceğini söylemiş ve bunlardan birinin kamu görevlilerinin mali ve sosyal haklarına ilişkin beklentileri karşılayan toplu sözleşmenin imzalanması diğerinin de bütün milletin hakkını hukukunu koruyan yeni ve sivil toplumsal sözleşmenin yani yeni anayasa sürecinin tamamlanması olduğunu ifade etmiştik.  Genel toplu sözleşmeyi ve on hizmet kolu toplu sözleşmesini, Ramazan Bayramı’nın arefe günü imzalamak dahası ikinci oturumda sunduğu tekliflerin çok üzerinde rakam ve oranların yer aldığı toplu sözleşme metnini Kamu İşveren Kurulu’na imzalatmak suretiyle kamu görevlilerimizin, emekli olma düşüncesindeki kamu görevlilerimizin ve emekli kamu görevlilerimizin lehine kazanımlar ürettik.

        Elde edilen kazanımların niteliğini ve Kamu İşveren Kurulu’nun hangi noktadan hangi noktaya getirildiğini görmek için öncelikle Kamu İşveren Kurulu’nun ilk teklifi ile imzalattığımız toplu sözleşme hükümleri arasındaki farkı oranlar ve tutarlar boyutuyla ortaya koymakta yarar var. Kamu İşveren Kurulu’nun ilk teklifinde 2014 yılı için, taban aylık katsayısı ya da aylık katsayısı artışı, öğretmenlerin özel hizmet tazminatı oranı artışı, 4/C’li personelin gösterge rakamları artışı konuları yer alıyordu. Konuyu tablo ile özetlersek, ilk teklifteki taban aylık tutarı ile ikinci teklifteki tutar arasında %75, öğretmenlerin özel hizmet tazminatı artış oranında %87,5 artış sağlanırken 4/C’li personelin ücretlerinde ilk teklife göre  %233’lük bir artış sağlanmıştır.

KAMU İŞVEREN KURULU’NUN

I. TEKLİFİ İLE TOPLU SÖZLEŞME HÜKÜMLERİNİ KIYASLAMA TABLOSU

        Kamu İşveren Kurulu’nun ilk teklifindeki rakam ve oranların kısa süre içerisinde bu kadar yükseltilmesini “başarısızlık” ve” kamu görevlilerinin satışı” olarak görenlerin yetkili oldukları dönemde masadan eli boş kalkmalarının nedeni bu yılki toplu sözleşme ile daha net ortaya çıkıyor. Onların niyeti üzüm yemek değil bağcıyı dövmekmiş. Haset hesabı yapmaktan, kazanç hesabını öğrenmeye fırsat bulamamışlar. Bu noktada, toplu sözleşmenin 7 günde değil 1 yıl 7 gündür devam eden mücadelenin ve görüşme sürecinde sabahlara kadar süren görüşmelerin ürünü olduğunu bir kez daha hatırlatmak gerekiyor.

        Değerli Basın Mensupları

        Kamu İşveren Kurulu’nun 2014 yılına dair %3+%3 teklifinin kamu görevlileri açısından taban aylığa brüt 175 TL net 123 TL zam yapılmasından daha karlı olduğu iddia ediliyor.  Daha da ileri gidilip kamu görevlilerinin zarara uğratıldığı ve Memur-Sen’in hesap bilmediği nutukları, başlıkları atılıyor. Toplu sözleşmenin kazanımlarına ilişkin hesabı gelin birlikte yapalım. %3+%3 ila 175 TL brüt taban aylığı zammının ne anlama geldiğini, taban aylığın çalışanlar için, emekli olacaklar için ve emekli kamu görevlileri için hangi artışlara kapı araladığını beraber görelim.

        Öncelikle konuyu 175 TL taban aylık zammıyla maaşlarının 146 TL net artmasını sağladığımız emekli kamu görevlilerimiz için değerlendirelim.

EMEKLİ MAAŞINDAKİ DEĞİŞİME İLİŞKİN TABLO

        Bu tabloya göre, %3+%3 teklifi yerine 175 TL taban aylık zammını kabul etmekle en düşük emekli maaşında %3+%3 artışa göre %107 artış sağlamışız. Böylece bu konumdaki emekli kamu görevlisi arkadaşlarımız, maaşları yılsonu itibarıyla 70 TL artacakken ilk aydan itibaren 146 TL maaş artışı almış oldu. Bu tabloyu genişlettiğimizde ortaya çıkan tablonun özeti şu; düşük emekli maaşı alan yüksek oranda, yüksek emekli maaşı alana düşük oranda maaş zammı gerçekleştirmişiz. Bu mu başarısızlık? Bu mu kamu görevlilerini satmak? Demek ki, böyle söyleyen konfederasyonlar yüksek alana yüksek düşük alana düşük maaş artışı gerçekleştirmek peşindeler.  Emekli maaşlarındaki bu artışlar sonucunda; en düşük emekli maaşının, en yüksek emekli maaşına oranı %22’den %24 yükselirken, en yüksek maaş ile en düşük maaş arasındaki oransal tutar 4,5 kat’tan 4,1 kata gerilemiş. Emekli kamu görevlilerinin maaş makası daraltılmıştır. Bu çerçevede, emekli kamu görevlilerimizin yıllık gelir artışı 146x12= 1.752 TL olmuştur.

        Taban aylığının emekli ikramiyesine etkisinin yüzdelik zam artışından daha etkili olduğunu hesap bilen herkes bilir. 175 TL taban aylık artışı emekli ikramiyelerinde 30 yıllık hizmet süresi üzerinden 1 Ocak 2014 itibarıyla 5.250 TL artış getiriyor. Bu tutar bütün kamu görevlileri için geçerlidir. Müsteşarın da, genel müdürün de öğretmenin de, hizmetlinin de emekli ikramiyesi 5.250 TL artacak.

EMEKLİ İKRAMİYESİNDEKİ DEĞİŞİME İLİŞKİN KARŞILAŞTIRMA TABLOSU

Oransal bazda bakıldığında hizmetlinin emekli ikramiyesi %12.2 artarken, öğretmenin %9,1, teknisyenin %11,4, mühendisin %7,2, müsteşarın %5,3, genel müdürün %5,8 oranında artıyor. Emekli ikramiyesi noktasında da düşük maaş grubundaki kamu görevlilerinin lehine ve oldukça yüksek düzeyde fark elde edilmiş. Bunun sonucunda emekli ikramiyesi tutarları arasındaki düşük maaşlı kamu görevlileri aleyhine olan makas biraz daha daralmıştır.

        Emekli maaşı ve ikramiyelerinde taban aylığa 175 TL artış yapılması kaynaklı bu sonuçlara bağlı olarak, çalışırken alınan son maaş ile emekli olunduğunda alınan son maaş arasındaki fark azalmıştır. Bunun neticesinde kamu görevlilerinin emekli olmak noktasındaki çekinceleri hatırı sayılır oranda alacaktır.

        Emekli maaşı ve emekli ikramiyelerinde sağlanan bu artışlarla, emekli kamu görevlilerinin, emekli olmayı düşünen kamu görevlilerinin durumu iyileştirilmiştir. Ancak, taban aylığa yapılan zam sadece emeklilik noktasında kazanımlar üretmemiştir. Halen çalışmakta olan kamu görevlilerinin de durumlarında ve oldukça fazla sayıda kamu görevlisini, kamu görevlilerinin büyük çoğunluğunu ilgilendiren kazanımlar elde edilmiştir.

        Bu noktada, mevcut durum itibarıyla kamu görevlilerinin maaş düzeyi itibarıyla yüzdelik dağılımına ilişkin bazı verileri paylaşmakta fayda var.

Kamu görevlilerinin maaş durumu itibarıyla sayısal ve oransal durumuna ilişkin bu tablonun ortaya çıkardığı kesin sonuç, taban aylığa 175 TL brüt zammın, kamu görevlilerinin %85’inden fazla bir bölümü için %3+%3 oransal artıştan çok daha fazla lehe olduğudur. Bu durumun tam yansımasını görmek için, %3+%3 artış ile 175 TL’lik taban artışının maaşa ve yıllık gelir artışına ilişkin etkilerini incelemekte yarar var. Öncelikle maaş durumu itibarıyla konuya bakalım. 1.628 TL ile 2.700 TL arasında maaş alan kamu görevlileri toplam kamus görevlilerinin %85’ini oluşturmaktadır. Buna bağlı olarak, %3+%3 teklifinin kabul edilmeyip Kamu İşveren Kurulu’na taban aylığa 175 TL brüt zam yapılmasını öngören toplu sözleşme metnine imza attırılması, kamu görevlilerinin  %85’inin daha fazla maaş zammı ve daha fazla yıllık gelir artışı elde etmesini sağlamıştır.

BAZI UNVANLARA GÖRE TABAN AYLIĞINDAKİ ARTIŞIN MEVCUT MAAŞ İTİBARIYLA ORANSAL ARTIŞINA İLİŞKİN TABLO

        Bu tablo bize şunu gösteriyor, taban aylık zammı %3’lük oransal artış zammına göre daha fazla kamu görevlisinin lehine sonuç doğuruyor ve bu kamu görevlileri ağırlıkla düşük ve orta seviyede maaş alan kamu görevlileridir. %3+%3 üzerinden 31 Aralık 2014 maaşı 1.746 TL olacak hizmetli arkadaşımızın maaşı 1 Ocak 2014’ten itibaren yani 12 ay önceden 1.769 TL’ye ulaşacak. Aynı hizmetli arkadaşımızın maaşı, 1 Ocak-1 Temmuz arasında %3 artışta 1.695 TL olabilecekti. Bu arkadaşımız, ilk altı ay, her ay 74 TL fazla maaş almış olacak. Bu arkadaşımızın maaşına 175 TL brüt taban aylığı zammının oransal olarak yansıması %7,47’dir. Müsteşarın maaşında ise %1,65, öğretmenin maaşında (özel hizmet tazminatı artışı hariç) %6,54, hemşirenin maaşında %6,23 artış gerçekleşecek. Hali hazırda göreve devam eden kamu görevlilerinin maaşında da, az maaş alan için yüksek maaş alan için ise düşük bir oransal artışın gerçekleştirilmesi suretiyle, maaş makasının daralmasını sağladık.

        Bu noktada özellikle bir hususun altını çizmek gerekiyor. 2014 yılı itibarıyla maaşları yapılan artış yıllık bazda yapılmıştır. Yani maaş artışı yılın iki yarısına bölünmek suretiyle yapılmadığından, kamu görevlilerinin %85’ini aşan bölümü yılın ilk maaşından itibaren yüksek oranlı maaş artışı elde etmiştir.

        Taban aylık zammı ile %3+%3 teklifinin yıllık gelir artışı ile kıyaslanması durumunda da, taban aylık zammının kamu görevlilerinin %85’inin aşan bölümü için daha karlı olduğu tartışmasızdır. 2014 yılının ilk altı aylık dönemini esas alarak bir karşılaştırma yapıldığında ise taban aylık zammının daha fazla gelir elde etmesini sağladığı kamu görevlisi oranı %95’ler seviyesine kadar çıkıyor.

BAZI UNVANLAR İTİBARIYLA %3+%3 ORANSAL ZAM ARTIŞI İLE TABAN AYLIĞA YAPILAN ZAM KAPSAMINDA YILLIK GELİR ARTIŞI KIYASLAMA TABLOSU 

%3+%3 teklifini reddetmemiz ve Kamu İşveren Kurulu’nu 175 TL taban aylık zammı artışının altına imza attırmamızın sonuçlarını bir başka açıdan şöyle değerlendirebiliriz. Hizmetli arkadaşımızın yıllık gelir artışı %3+%3’de 894 TL iken taban aylık zammında bütün kamu görevlileri gibi 1.476 TL olmuştur. Bunun anlamı, hizmetli arkadaşımızın yıllık gelir artışı %3+%3’e göre %65 daha fazladır. Öğretmen arkadaşımızın yıllık gelir artışı ise %23, hemşire arkadaşımızın %37, teknisyenin %44, memurun %52, vaizin %13, polis memurunun %7,9 artarken müsteşarın %63 oranında azalması söz konusudur. Bu 2014 yılı toplu sözleşmelerinde kamu görevlileri arasındaki maaş makasının düşük maaşlı kamu görevlileri lehine olacak şekilde daralması durumunun yıllık gelir artışı bakımından da doğrulandığını göstermektedir. Düşük maaşlı arkadaşlarımız daha yüksek oranlı gelir artışı yanında %3+%3’e nazaran daha fazla gelir artışı elde ederken yüksek gelir düzeyindeki kamu görevlileri ise %3+%3’e göre daha düşük gelir artışı elde etmiştir.

        Toplu sözleşmenin 2014 yılına ilişkin genele yönelik maaş artışının taban aylık katsayısı kaynaklı yapılmış olması, kamu görevlileri ve kamu görevlisi emeklileri açısından maaş ve gelir artışı adaletsizliğinin hatırı sayılır oranda giderilmesi gibi bir sonuç üretmiştir.

        Değerli Basın Mensupları

        Kamu görevlilerinin mali durumlarını yakından takip edenler ve özellikle ilk toplu sözleşme sürecini yakından takip edenler bilir ki, ek ödeme oranlarının yeniden düzenlendiği 666 sayılı KHK ile öğretmenlerin ek ödeme oranlarında herhangi bir artış yapılmamış ve Milli Eğitim Bakanlığı personelinin maaş tablosunda öğretmenler oldukça geri sıralara düşmüştür. Biz bu çerçevede hem ilk toplu sözleşmede hem de sonrasında öğretmenlerin ek ödeme kaynaklı mağduriyetlerinin giderilmesini istemiştik. Bu toplu sözleşmede de aynı talebi masaya taşımıştık. Bunun sonucunda öğretmenlerin ek ödeme kaynaklı mağduriyetlerinin giderilmesi çerçevesinde, eğitim-öğretim hizmetleri tazminatı (öğretmenlerin özel hizmet tazminatı) oranları 2014 yılının ilk altı ayında 75 TL ikinci altı ayında 75 TL artacak şekilde artırıldı. Yılsonu itibarıyla öğretmenlerimizin maaşlarında 150 TL’lik artış yapıldı. Bu artış öğretmenlerimizin maaşına net 149 TL olarak yansıyacak. Özel hizmet tazminatı kapsamlı bu artış ile birlikte taban aylık kapsamlı 123 TL’lik artışı da dikkate aldığımızda öğretmenlerimizin maaşlarında 2014 yıl sonu itibarıyla %14’e kadar varan bir artış yapılmasını sağlamış olduk.

        Değerli Basın Mensupları,

        Memur-Sen olarak Kamu İşveren Kuruluna imzalattırdığımız toplu sözleşmenin en önemli kazanımlarından biri 4/C’lilerin maaşlarının iyileştirilmesidir. Bir başka ifadeyle, bu toplu sözleşme maaş artışı yönüyle en çok 4/C’li personeli mutlu etmiştir. 4/C’li personelin maaşları bu toplu sözleşme ile brüt 350 net 253 TL aile yardımıyla (eş ve altı yaş altı iki çocuk için) birlikte net 493 TL artmıştır. Bunun anlamı 4/C’li personelin maaşları, öğrenim durumlarına göre aile yardımı (eş ve çocuk yardımı da dikkate alındığında) %32, %34 ve %40 oranında artmıştır. Bekar veya aile yardımına müstehak olmayan 4/C’li personel için bu oranlar %20, %22, ve %24 oranında gerçekleşmiştir. 

        Bütün bunların yanında, 2015 yılında toplu sözleşme ikramiyesinin 15  TL artması, kamudaki avukat arkadaşlarımızın vekalet ücreti üst sınırının %33 arttırılması, 2015 yılında maaş ve ücretlerin %3+%3 artırılması, programcı ve çözümleyici unvanlı personelin zam ve tazminatları ile hizmet sınıflarına ilişkin düzenlemenin yapılması, bir önceki toplu sözleşme döneminde Kamu görevlileri Hakem Kurulu kararıyla elde edilen kazanımların tamamının korunması ve hizmet kollarımızda elde edilen kazanımlar dikkate alındığında Kamu İşveren Kurulu’nun altına imza atmak durumunda kaldığı toplu sözleşmenin ve bu anlamda Memur-Sen’in emek ve başarısının ne kadar değerli olduğu daha net anlaşılacaktır.

        Değerli Basın Mensupları

        Toplu sözleşme, kamu görevlilerinin maaş ve ücretleri başta olmak üzere mali ve sosyal haklarını belirlemek yanında, kamu görevlilerinin bütçeden alacağı payı, kamu görevlilerinin maaş ve gelirlerine ilişkin adaleti, kamu görevlilerinin emekli ikramiyesi ve emekli maaşı tutarları ile çalışma şartları ve birçok hususu içinde barındırmaktadır. Bu çerçevede bakıldığında, bu yıl ki toplu sözleşme süreci sonunda Kamu İşveren Kurulu ile Memur-Sen arasında akdedilen genel toplu sözleşme;

Düşük ve orta düzeyde maaş alan kamu görevlilerinin daha yüksek oranda maaş ve gelir artışı elde etmelerini,

Yüksek düzeyli maaş grubundaki kamu görevlilerinin daha düşük oranda maaş ve gelir artışı elde etmelerini,

Emekli maaşlarında düşük olana yüksek, yüksek olana düşük oranda maaş artışı yapılmasını,

Düşük maaş alan kamu görevlilerinin emekli ikramiyelerinin daha yüksek düzeyde artmasını sağlayacak şekilde emekli ikramiyesinde otuz yıllık hizmeti bulunan kamu görevlileri için 5.250 TL artış olmasını,

Kamu görevlileri arasındaki maaş makasının düşük maaş alanlar lehine daralmasını,

Emekli kamu görevlileri arasındaki maaş makasının da düşük emekli maaşı alanlar lehine azalmasını,

En düşük emekli maaşının en yüksek emekli maaşına oranının 2 puan artmak suretiyle %22’den %24’e çıkmasını,

En yüksek emekli maaşı ile en düşük emekli maaşı arasındaki oransal farkın 4,59 kattan, 4,41 kata düşürmek suretiyle 40 puan düşmesini,

Öğretmenlerin ek ödeme kaynaklı maaş mağduriyetinin giderilmesini,

Kadroya geçirilmesine ilişkin mücadelemizi kararlılıkla sürdürdüğümüz 4/C’li personelin aile (eş ve çocuk) yardımından yararlanmasını ve ücretlerinin aile yardımı hariç olmak üzere %20-%24 arasında artmasını sağlamıştır.

Bütün bu verilere ve gerçeklere rağmen, imzalanan daha doğru bir ifadeyle Kamu İşveren Kurulu’nun imzalaması sağlanan toplu sözleşmeyi başarısız göstermeye çalışmak, ancak ve ancak yetkili oldukları dönemde kazanım üretmek bir tarafa görüşme sürecinin son gününe kadar Kamu işveren Kurulu’ndan teklif dahi alamayan diğer iki Konfederasyonun hesap bilmezliğinin ve Memur-Sen’e yönelik hasetlerinin tezahürünün eseridir.

        Memur-Sen olarak, sendikal mücadeleyi ve sendikal faaliyetleri, kamu görevlilerine yönelik kazanım üretme çabalarını iki yılda bir yapılan ve azami süresi otuz gün olan toplu sözleşme sürecine mahkum etmedik, etmeyeceğiz. Biz iki yılda bir otuz günde faaliyet göstermek için kurulmadık. Biz, her yıl, her ay, her hafta, her gün ve her an kamu görevlileri için kazanım üretme çaba ve gayreti içerisindeyiz. Kendilerini iki yılda bir otuz gün faaliyet göstermekle mükellef gören diğer iki konfederasyonla aramızdaki büyük farklardan biri bu anlayışımızdır. Kamu görevlilerine toplu sözleşme dışında kazanım üretilmeyeceğini veya üretmemeyi düşünen iki konfederasyon, sözleşmeli personelin kadroya geçirilmesine ilişkin iki düzenlemenin toplu sözleşme dönemi dışında gerçekleştiğini, ek ödeme düzenlemesinin ilk defa düzenlendiği 2008 yılında söz konusu düzenlemenin toplu görüşme süreci öncesinde Memur-Sen’in girişimleriyle kamu görevlilerinin lehine olacak şekilde şekillendirildiğini, kamu görevlilerinin disiplin cezalarına affına ilişkin düzenleme ile bir derece verilmesine ilişkin düzenlemenin toplu sözleşme/görüşme dönemi dışı kazanımı olduğunu ve bütün bunların Memur-Sen’in kamu görevlilerine kazanım üretmek için toplu sözleşme sürecini beklemek gerekmediği anlayışının sonucu olduğunu görmüyor, göremiyor. Memur-Sen olarak biz 7 Ağustos’ta 2014 ve 2015 yıllarına ilişkin mali ve sosyal hakları belirleyen toplu sözleşmeyi imzaladık. Ancak, ne mücadeleyi ne de kalemi elimizden bıraktık. Kamu görevlilerine yeni kazanımlar üretmek için mücadele etmeye ve yeni kazanımların altına imza atmaya devam edeceğiz. Bu kapsamda, Memur-Sen olarak Üçlü Danışma Kurulu, Kamu Personeli Danışma Kurulu, Kurum İdari Kurulları ve Çalışma Meclisi gibi katılımcı demokrasi süreçleri yanında yönetsel düzenlemeler aşamasında ilgili idare ile yasal düzenleler sürecinde ise TBMM ve ilgili ihtisas komisyonları kapsamında etki, ilgi ve baskı grubu kimliğimizle kazanım üretmeye devam edeceğiz. Yetkili ve taraf konfederasyon sıfatımızı,  azami süresi otuz gün olan toplu sözleşme süreciyle sınırlı görmedik, görmeyeceğiz. Kendilerini toplu sözleşme süreci dışında sendikal mücadele tarafı olarak görmeyen diğer iki konfederasyonun karalamalarına, çamur atmalarına cevap vererek zaman kaybetmeyeceğimiz gibi Memur-Sen’in dümenini kendi düşünceleri doğrultusunda çevirmek isteyen kimi internet sitelerinin Memur-Sen’i hedef göstermeye yönelik çabalarına “Allah ıslah eylesin” diyerek gülüp geçeceğiz.

        Bu kapsamda, Kamu personeli Danışma Kurulu’na taşımak suretiyle kamu görevlilerine yeni kazanımlar üretmenin peşindeyiz. Bu kapsamda Kurul gündemine, öğretim elemanlarının maaş ve ücretlerinin iyileştirilmesi, eş ve çocuk yardımının arttırılması, 4/C’li personelin kadroya geçişi, emekli ikramiyesinin hesabında otuz yıllık sınırın kaldırılması, 2005 yılından sonra göreve başlayanlara/başlayacaklara bir derece verilmesi,  disiplin cezalarının affına ilişkin düzenleme yapılması, görevde yükselmeye ilişkin sınavların yapılması, atama ve yer değiştirmeye ilişkin sorunların çözülmesi, ek göstergelere ilişkin talep ve beklentilerin karşılanması, fazla mesai ücretlerine ilişkin sorunların çözülmesi, fiilen çözüme kavuşturduğumuz başta başörtüsü olmak üzere kılık-kıyafet özgürlüğü konusunun yasal olarak da çözüme kavuşturulması, teknikerler ile teknisyenler arasındaki ek ödeme adaletsizliğinin giderilmesi, vardiyalı görev yapan kurumlarda (zabıta, itfaiye vb.) üç öğün yemek verilmesi, KİT’lerde II sayılı Cetvelin ücret gruplarının beşten üçe düşürülmesi, sağlık çalışanlarının ek ödemeden vergi alınması kaynaklı mağduriyetleri ile ek ödeme tavan oranlarının artırılması ile başta sağlık çalışanları olmak üzere kamu görevlilerinin fiili hizmet zammının kapsamının genişletilmesi konularının ele alınmasını isteyeceğiz. Toplu sözleşmeyle elde ettiğimiz kazanımların yanına yenilerini eklemek için 2015 yılı toplu sözleşme görüşmelerini beklemeyeceğiz.

        Değerli Basın Mensupları

        Memur-Sen olarak, biz kamuda başörtüsü sorununu fiilen çözüme kavuştururken, askeri işyerlerindeki sivil memurlara sendikal örgütlenme yolunu açarken, Türkiye’nin otuz yıllık terör sorunun çözümüne paydaş olurken, yüzbini aşan sözleşmeliyi kadroya aldırırken, Mısır, Suriye, Arakan, Doğu Türkistan başta olmak üzere dünya mazlumlarının yanında yer alırken ve nihayet kamu görevlileri için yeni kazanımlar üretirken malum konfederasyonlar çözüm sürecini baltalamanın, başörtüsü yasağını devam ettirmenin, Gezi olaylarında faiz lobisinin kuklası olmanın,  Ergenokan ve Kandil için gözyaşı dökmenin, Mısır’da darbecilerin elini güçlendirmenin hesaplarını yapıyorlardı. Belki de bu yüzden toplu sözleşmenin hangi kazanımları ürettiğini hesaplamaya fırsat bulamadılar ya da hesaplamayı beceremediler. Önerimiz, toplu sözleşme metni ile birlikte Türkiye’yi ve dünyadaki gelişmeleri yeniden okumalarıdır. Umarız okuma yetenekleri hesaplama yetenekleri gibi değildir.