Dr.Cebrail Yakışır
Kim Olduğumuz Kadar Kimlerle Olduğumuz da Önemlidir
Sendikacılık sosyal bir varlık ve sosyal bir sistemdir. Yani kişinin tek başına gerçekleştiremeyeceği amaçları, hedefleri ve idealleri bir araya gelerek bir grup halinde bilgi ve yeteneklerini birleştirerek hedefe güç birliği ile varmalarını sağlayan bir koordinasyon sistemidir.
Diyanet-Sen’in hizmet anlayışını üç başlık halinde toplaya biliriz. Birincisi ücret sendikacılığı, ikincisi sosyal hizmet sendikacılığı, üçüncüsü ve en önemsediğim değerler sendikacılığıdır.
İlk yetkiyi aldığımız 2004 yılından bugüne kadar özlük ve sosyal haklarımızdaki iyileştirmeleri ve yetki farkımızı müftülük aylık toplantılarında müftülük bahçesindeki araç sayısındaki artışı, bizim bu anlamdaki karne notumuzu belirleyecek en güzel fotoğraf karelerinden birisidir diye düşünüyorum. Tabi ki daha iyi olması için mücadelemize devam edeceğiz. Fakat ben bu yazımda sendikamızın kuruluş felsefesini oluşturan değerler boyutunu kaleme almak istiyorum.
Değerler kavramı kişilerin düşünce ve eylemlerini değerlendirmeye ve yargılamaya yarayan ölçütlerin kaynağını oluşturmaktadır. Değer bir birey veya toplumun ilkelerini ve standartlarını idealler olarak anlam bulmasıdır. Dolayısıyla değerlerin toplum üzerinde önemli bir etkisi vardır. Konfederasyonumuz Memur-Sen’in Kurucu Genel Başkanı Merhum Mehmet Akif İnan ve Diyanet-Sen’imizin Kurucu Genel Başkanı Merhum Ahmet Yıldız sendikanın harcını attıklarında sendikal misyon ve vizyonu insana hizmet, ümmete hizmet, millete hizmet merkezli erdemliler hareketi ve hilf’ül füdul anlayışı ile 21. yy dünyasına şekil vermeyi, hamuru manevi dinamiklerle yoğrulmuş olan sendikal mücadeleyi başlattılar.
1995-98 yıllarında atılan bu manevi tohumlar bu gün onların ve arkadaşlarının o günlerden hayalini kurdukları bir noktaya gelmiş bulunmaktadır. Kimsesizlerin kimi, mahzun ve mazlumların hamisi, çalışanların sesi ve vicdanı olarak dik duruşuyla ilkelerinden taviz vermeden ülkemizde ve tüm dünyada erdemliler hareketi talebeleri hizmetlerini taçlandırarak destanlar yazmaya devam etmektedir. Memur-Sen ve Diyanet-Sen olarak Türkiye’nin geleceğini yeniden inşa etmek adına dünya mazlumlarının ve İslam coğrafyasının yeni bir ruhla uyanması için medeniyet değerlerimize bağlı ruhla hareket ederek bir çok mücadele örneği sergiledik. Şimdi bunların bazılarını sizlerle paylaşmak istiyorum;
Yüzbinlerle ortak akıl mitingleri ile “Kayıt yok şart yok egemenlik milletindir” sloganlarıyla milli iradeye sahip çıktık. Referandum’a “EVET” dedik. Uluslararası anayasa kongresiyle Türkiye’de ilk defa sivil anayasa için somut adım atılmış oldu. “Yeni Anayasa’da Din ve Vicdan Hürriyeti” paneli ile din ve vicdan hürriyetinin anayasal güvence altına alınması için mücadele verdik. İmam Hatip Liseleri önündeki kat sayı adaletsizliğinin kaldırılması ve Kur’an Eğitim ve Öğretimindeki 12 yaş sınırının kaldırılması için yürüttüğümüz mücadeleler olumlu sonuç verdi. Dindar nesil yetişrilmesi için bütün ortaokullarda Kur’an-ı Kerim, Hazreti Muhammed’in Hayatı ve temel bilgiler derslerinin seçmeli ders olmasını sağladık.
Van Simav depremlerinde, Samsun’da yaşanan sel faciasında maddi ve manevi anlamda onların yanında yer aldık. Barış sürecinde akil heyeti içerisinde yer aldık. 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü Çanakke’de “Yeniden “Bin yıllık desende bir ve beraberiz” mesajını tüm Anadolu’ya gönderdik. Kamuda başörtüsü özgürlüğü için 12 milyon 300 Bin imza topladık. Sivil itaatsizlik eylemi başlatarak 82 model darbenin yönetmeliğini yok sayarak kamudaki kılık kıyafet yasağına uymama kararı aldık. “Zincirler kırılsın Ayasofya ibadete açılsın” imza kampanyasına tam destek verdik. Filistin’de İsrail’in, Doğu Türkistan’da Çin’in, Afganistan’da ABD’nin, Suriye’de Baas Rejiminin, Arakan’da Myanmar cunta rejiminin zulmünü kınadık eylem ve mitinglerle tepkimizi gösterdik. “Mısır için direniş mazlumlar için dililiş” sloganı ile Ankara Sıhhıye’de yüzbinler ile Mısırlı kardeşlerimize destek için miting düzenledik. “Katil Sisi ve Cani Esed’i lanetlerken bu katillerin katliamlarına sessiz kalan birleşmiş milletleri Kirleşmiş Milletler olarak bütün dünyaya duyurduk. Gezi parkı olaylarını destekleyen faiz ve sermaye lobilerinin değirmenine su taşıyan çulsuzları ve sendikaları deşifre ettik. 28 Şubat sürecinde mağdur edilen binlerce kamu görevlisi ve din görevlisinin görevden atılmasına sebep olanların yargılanması davasında müdahil olduk.
Bizim sendikal anlayışımız iyilikleri çoğaltmak, insanı ilgilendiren her konuda kendini sorumlu addetmek, duyarlılığı göstermek dünyanın neresinde olursa olsun mazlumun yanında zalimin karşısında olmak, ümmetin derdini kendine dert etmektir. Tabi ki hayırlı işlerin muzır manileri çok olur. Konuştuklarını söylemden öteye götüremeyenler bize çamur atabilirler. Onlara kızmayalım. Çamur atmak bataklıktakilerin işidir, ne de olsa ellerinde başka malzeme yok. Onun için kim olduğumuz kadar kimlerle olduğumuz da önemlidir. Erdemliler hareketinde hep birlikte olma dileğiyle, Allah’a emanet olun.
Dr.Cebrail Yakışır
- Yeni Umutlara Yelken Açarken…
- Diyanet-Sen Ömürlük Bir Davadır
- Bizim Davamız İnsanlık Davasıdır
- Emeğe Saygısızlıkla, Sendikacılığın İtibarsızlaştırılması!
- Hakk’a Adanmış Bir Teşkilat: Diyanet-Sen
- Gücünü Diyanet-Sen ile Fark Et
- Profesyonel Sendikacılık, Amatör Ruh
- Yeni Türkiye'nin Kazananları
- Gücümüze Gücünle Destek Ver
- Kim Olduğumuz Kadar Kimlerle Olduğumuz da Önemlidir
- Türkiye'nin Fotoğrafı Burada
- Yılın En Büyük Yangını
- Değişim ve Doğru Adres
- Sivil Toplum Kuruluşları ve Neden Diyanet-Sen
- Yeni Bir Döneme Başlarken