Neslibey Özkan
Diyanet-Sen Bugünlere Kolay Gelmedi
1990’lı yıllar ülkemizde sendikacılığın hız kazandığı yıllardır. Merhum Kurucu Genel Başkanımız Ahmet Yıldız ve bir grup münevver din görevlisinin üstün gayretleri ile 1998 yılında kurulan Diyanet-Sen bu günlere kolay gelmedi.
Bütün hizmet kollarına verilen sendika kurma hakkı “din görevlisinin sendikası mı olurmuş” denilerek din görevlilerine çok görüldü. Hak verilmez alınır düsturuyla hareket eden Ahmet Yıldız ve arkadaşları uzun mücadeleler sonucu Diyanet ve Vakıf Hizmet kolunun da yasaya konulmasını sağladı ve böylece 2001 yılında yasal zemin oluşturuldu. 2004 yılında ise Diyanet-Sen yetkiyi aldı.
Yıllardır biriken sorunlar artık tek tek çözüme kavuşturulmalıydı. Boş kadroların doldurulmasından, ücretlerin iyileştirilmesine, fahri ve vekillerin kadroya alınmasından cami temizliklerinin belediyelerce yapılmasına, lojman sorunundan, sözleşmelilerin kadroya geçirilmesine, bayramlarda mesai alınmasından din hizmetleri tazminatının yükseltilmesine, hac ve cuma izninden, ilahiyat ön lisans diplomalarındaki şerhin kaldırılmasına, eğitime hazırlık ödeneğinden, Ramazan mesaisine, müftülere nikah kıyma yetkisinden hastanelere manevi rehberlik hizmetlerinin verilmesine kadar burada hepsini sayamayacağım bir çok kazanımın altında Diyanet-Sen’in alınteri, çabası ve imzası var.
Diyanet-Sen hiçbir zaman sadece ücret sendikacılığı yapmamıştır. Her zorlu süreçte mazlumların yanında olmuş, Filistin’de, Mısır’da, Arakan’da Doğu Türkistan ve dünyanın çeşitli yerlerinde Müslümanlara ve mazlumlara yönelik her saldırıda meydanları dolduran, mazlumların sesini dünyaya duyurmaya çalışan Memur-Sen ve bağlı sendikalar ve önde hep Diyanet-Sen olmuştur.
Milli Manevi değerlerimize sahip çıkma noktasında gerekli hassasiyeti her zaman göstermiştir. Değerlerimize yapılan saygısızlıklara İslam geleneğinin ve kültürümüzün bize yüklediği sorumluluk bilinci, aklı selim ve nezaket kuralları çerçevesinde bazen basın açıklaması ile bazen kitlesel eylemle cevap vermiştir. Papa’dan Önder Sav’a Osman Ünlü’den Adnan Oktar’a kadar dinimize ve değerlerimize hakaret edenlere karşı hukuk mücadelesi vermekten asla geri durmamıştır.
Sendikacılığı bilimin ışığında eğitime dayalı bir faaliyet alanı olarak görmüş, anket çalışmalarını alanlarında uzman akademisyenlerle çalışarak kurum çalışanların beklentilerine sorunlarına çözüm bulmaya çalışmıştır. Bu yılın başında düzenlediğimiz “Yeni Türkiye Yüzyılında Diyanet İşleri Başkanlığı Çalıştayımızın kitaplaştırılması için de gerekli hazırlıklar devam ediyor. Akademik dergilerimizden Kadın ve Toplum Dergimizin hazırlık çalışmaları tamamlandı. Haziran ayı gibi basımını yapacağız. Uluslararası Din ve Toplum Fotoğraf Yarışması ile sendikacılığı sanatla buluşturmayı başardık.
Kısaca Diyanet’e bir kadronun verildiği günlerden, kadro sorunun büyük ölçüde çözüldüğü, ücretlerde ciddi artışın sağlanmasından sosyal ve hukuki hakların iyileştirilmesine öncesi ile karşılaştırıldığında Rahmetli Kurucu Genel Başkanımızın da ifade ettiği gibi Diyanet-Sen’in yetkili olduğu dönem Din Görevlilerinin altın çağı oluştur.
Sendikamız, kurulduğu tarihten itibaren ilkeli ve soylu sendikacılık anlayışıyla Türkiye’nin önde gelen sivil toplum kuruluşlarından biri olmuştur. Genel Yetki’de 21.yılımızı kutlarken, Diyanet hizmet kolunda Türkiye’nin en büyük sendikası olarak 89.845 üye sayımızla gurur duyuyoruz.
Büyük Diyanet-Sen ailesi olarak, zirveye çıkmak kadar zirvede kalmanın da zor olduğunun bilincindeyiz. Bu anlayışla, önümüzdeki toplu sözleşme sürecinde hizmet kolu çalışanlarımız için yeni kazanımlar üretmeye ve üye sayımızı yüzbinlerle ifade edilen rakamlara çıkarmaya gayret göstereceğiz.
Zirveye çıkmamızda emeği olan, sendikamızın genel başkan ve genel merkez yöneticileri başta olmak üzere, şube başkanlarımıza, İl ve ilçe başkanlarımıza, yönetim kurullarımıza, işyeri temsilcilerimize, kadınlar komisyonlarımıza ve bütün üyelerimize gösterdikleri çaba ve gayretlerden dolayı şükranlarımızı ifade ediyorum.
Birlikte daha büyük başarılara imza atacağımıza inanıyorum. Başarılarınızın devamını dileriz!