Osman Aydın
Söz İnsanın Aynasıdır
Konuştuğumuz her kelime yada cümle söz olarak bilinir. Eğer sözler bir faydaya matuf ise kelam, sadece konuşmak için söylenmişse laf olarak değer bulur. Allahu Teala’nın yaratmış olduğu canlıların ağzından çıkan sesler özelliklerine göre isimlendirilir.
Kuşun ağzından çıkana ötme, köpeğin ağzından çıkana havlama, kurdun ağzından çıkana uluma, sığırın ağzından çıkana böğürme, eşeğin ağzından çıkana anırma, atın ağzından çıkana kişneme, insanın ağzından çıkana da söz denir.
İnsanlar aralarındaki iletişimi söz ile kurarlar. Yani insanlar konuşa konuşa anlaşırlar. Onun için hem dinimizde hem insanoğlunun yaratılışı gereği sözün önemi büyüktür. Kur’an-ı Kerim’de Yüce Rabbimiz sözle alakalı şöyle buyurmuştur: “İnsanlara güzel söz söyleyin”( 1) Güzel yaratılmış insana güzel söz söylemek ona verilen değeri ve söz sahibinin de kişiliğini ortaya koyar. Zira; insanın kişiliği lisanının altında yatmaktadır. Bu nedenle özüne, sözüne dikkat etmelisin.
Sözü söylerken doğru olması kadar, yalan olmaması da bir o kadar önemlidir. Yüce Allah “Yalan sözden sakınınız” (2) ve yine “Doğru söz söyleyin ki (Allah) işlerinizi düzeltsin ve günahlarınızı bağışlasın (3) buyurmaktadır. Yalan insanı itibarsızlaştırır. Değerini düşürür. Peygamber Efendimiz (S.A.V) de “Yalan konuşmak münafıklığın alametlerindendir” buyurmuşlardır.
Sözü söylemek kadar yerinde ve zamanında söylemek de bir o kadar önemlidir. Yerinde söylenen söz, zamanında içilen ilaç gibidir. Söz ağızdan çıkıncaya kadar senin esirindir. Ağızdan çıktıktan sonra sen onun esiri olursun. Yunus Emre’nin de ifade ettiği gibi; Söz ola kese savası, söz ola kestire başı.
Barışın, huzurun, sükunun, başın selamete ermesinin insanın ağzından çıkan sözlerle bire bir alakası vardır. Hal böyle olunca sözlere, söylemlere dikkat edilmesi gerekir.
Söz altundur anı kalbine dercet,
Teraziye koy ondan sonra sarfet.
Konuşmadan önce iyi hesap etmek, düşünmek gerekir. Yüce Allah, dinlemenin faziletini yaratılış mucizelerinde ne güzel göstermiş, insana iki kulak, bir ağız vermiş, iki dinle bir konuş anlamına gelen… Dinlemenin önüne bir engel koymadığı halde, dilin önüne düşünmeden konuşmamak için bir takım engeller koymuştur. Dili, dişleri, damakları, dudakları dilin önüne set olarak çekmiştir.
Sözlerimiz ok gibidir, ağızdan çıktıktan sonra bir daha geri dönmez. Ağzımızdan çıkana mahkum olmamak için dikkat etmek durumundayız. Bu konuda söylenen sözlerden birisi de “Söylediğim bir çok sözden pişmanlık duydum, söylemediğim hiçbir şeyden pişmanlık duymadım” sözüdür.
Dildir insanı abad eden,
Dildir insanı berdad eden!
Söz insanın en temel iletişim aracıdır. Duygunun kaynağı olan kalp ve onun tercümanı konumundaki dil sözün değerini belirler. Bu yüzden insanlık tarihinde sözün ayrı bir önemi vardır. Zihnimizle kalbimiz birleşir düşünce, duygular doğar ve ancak dil ile ifade edilir. Sözümüz özümüzdendir. Kendini bilmek, tanımak isteyen önce kullandığı dile baksın. Sözü, özüne “AYNA” dır insanın…
Söz biliyorsan konuş, ibret alsınlar,
Bilmiyorsan sukut et, adam sansınlar.
Kalpten dile giden bir yol vardır. Kalp neye inanırsa dil onu konuşur. İmanla müşerref olmuş merhamet, şefkat, muhabbet ile dolu kalbin sahip olduğu dilin konuştuğu başkadır ve sorumluluk gerektirir. İmandan mahrum, merhamet ve şefkatten yoksun, katılaşmış sineye yük olan bir kalbin sahip olduğu dilin konuşması da bir başkadır. Bu ikisi arasında beyaz ile siyah kadar fark vardır.
Bir şey yap güzel olsun. Çok mu zor? O vakit güzel bir şey söyle, dilin mi dönmüyor? Öyleyse güzel bir şey gör veya güzel bir şey yaz, beceremez misin? O zaman güzel bir şeye başla, ama hep güzel şeyler olsun. Lisanından nezahet, nezaket aksın.
Allah (c.c) “Gönül alıcı bir söz söyle” (4) buyurmuştur.
Diyorlar ki “Dost acı söyler? Acıyı söyleyene dost denilmez ki! Seni sevmeyen acı söyler. Dost, sana söylediği acı dahi olsa senin canını acıtmayacak şekilde tatlı dille söyler.(Ş Tebrizi)
Tatlı söz dinletir, tatsız söz esnetir. Tatlı sözün, güler yüzün açamayacağı kapı olmaz. Peygamber Efendimiz (S.A.V): “Müslüman, elinden ve dilinden Müslümanlar’ın zarar görmediği kimsedir” buyurmuş ve bu sorumluluk çerçevesinde hareket edilmesine işaret etmişlerdir.
Onun için insan diline sahip olmalı ve sözünü iyice düşünüp öyle söylemeli. Bireysel olarak söylenen söz kişinin kendini bağlar. Eğer bir toplumu, kitleyi veya devleti temsil ediyorsa arkasındaki kitleyi, devleti bağlar. Bu nedenle sözü söyleyen yetkili arkasındakileri düşünerek söylemelidir.
Söz vardır dua yerine geçer
Söz vardır beddua yerine geçer
Söz vardır ilaç gibidir
Söz vardır zehir gibidir.
Söz vardır gönlü hoş eder
Söz vardır hayatı zehir eder
Hülasa kişinin özü sözüne, sözü özüne uymalıdır.
Söz insanın aynasıdır vesselam.