Genel Haberler

Emperyalizmi Yeneceğiz
Son aylarda Türk ekonomisine karşı yapılan manüplatif saldırılar Trump’ın twitter üzerinden yaptığı “Türk lirası dolar karşısında hızla düşerken, Türkiye’yle çelik ve alüminyum ticaretinde gümrük vergilerinin iki katına çıkarılmasını az önce onayladım. Bundan böyle vergi alüminyumda yüzde 20, çelikte yüzde 50 olacak. Türkiyeyle ilişkilerimiz şu anda iyi durumda değil.” şeklindeki açıklamayla birlikte yeni bir evreye girdi. Aslında ABD başkanının bu açıklamaları aşikarın beyanından başka bir anlam taşımamaktadır. Zira biz, son zamanlarda ekonomimize karşı yapılan operasyonların emperyalizmin Türkiye’ye dönük olarak geliştirdiği “grand stratejinin” daha önce terör örgütleri eliyle gerçekleştirdiği saldırıları, 15 Temmuz işgal girişimi gibi bir taktiksel devamı olduğunu biliyoruz.
Yine biz biliyoruz ki; özellikle 2008 finansal krizi ile birlikte büyük bir darboğaza girmiş olan kapitalist emperyalizm ve onun en tepesindeki elitlerin yönettiği ABD’nin özellikle 1945’ten sonra geliştirdiği taktik stratejiler bir bir iflas etmektedir. Tam da bu sebepten dolayı büyük bir “akıl tutulması” yaşamaktadır. Dolayısıyla Amerika krizin ve şiddetin merkezidir; ülkemizin de içinde bulunduğu otuz ülkeye karşı neresinden bakarsanız bakın küresel çapta bir yıkımın kapısını aralayacak olan “ticaret savaşları” stratejisi başka nasıl açıklanabilir. Bazı kesimlerin görmezden geldiği böyle bir gerçek ortadayken, özellikle evanjelikler ve neoconların “rahip Brunson’ı teslim etmezseniz...” ile başlayan tehditlerinin krizin merkezi Amerika’nın hezeyanları olduğunu da bilmemiz gerekiyor.
Evet; mesele rahip Brunson değildir. Mesele, batmakta olan bir stratejidir. Ülkemizde bazı kesimlerin yaşadığımız süreci hala Brunson üzerinden okumaya çalışmaları ve hatta hukuku hiçe sayarcasına “ver Brunson’u krizden kurtul” kolaycılığı 15 Temmuz’da büyük bir yenilgiye uğrattığımız emperyalizmin yeniden mevzi kazanmasından başka bir şeye hizmet etmeyecektir.
Aslında mesele açık ve seçik bir şekilde karşımızda durmaktadır. Küresel emperyalizmin öncüsü ABD, kendi içindeki krizi gizlemek için dünya devletlerine savaş açmış durumdadır. Öte yandan, geçen yüzyıl ortasında Amerikan hegemonyasını sağlamak için sahaya sürülen bütün kavramlar ve bu kavramların kurumsal yapılarının güvenirliliği kalmamıştır. Buna karşılık dünyanın bir çok yerinde yeni arayışlar, bağımsız politikalar geliştirilmektedir. Yani; küresel emperyalist ABD’nin gerek ekonomik anlamda gerekse siyasi anlamda kendi içinde yaşadığı krizler, bir hegemonik boşluk oluştururken, dünyada her devlet yeni ittifaklar yeni paktlar oluşturmak için çabalamaktadır. Bu durum yeni bir dünyanın habercisidir. Ve bu dünyanın kurulması noktasında gerek tarihi derinliği ile gerekse de tarihi derinliğine koşut olarak geniş bir coğrafyaya hitap eden Türkiye’ye büyük imkanlar sunmaktadır. Nitekim, son yıllarda atılan adımlar bizim umutlarımızı artırırken, emperyalizmin histeriye varacak derecede agrasifleşmesine neden olmaktadır. Bugün yaşadıklarımızın bir veçhesi/yüzü de budur.
Bu hakikati göremeyen, hala geçen yüzyıl askeri ve siyasi darbelerle ülkemize yerleşen vesayetin dilinden kurtulamayanların, Amerikan hegemonyasının /emperyalizminin temel aygıtlarından biri olan ve “küresel rezerv para” olarak deklare edilen doları tek hakikat olarak görmeleri de kaçınılmazdır. Onun içindir ki, vesayet döneminde oluşan ezberle konuşanların milletimizin hilafına kurdukları cümleler bizim için felaket tellallığı mesabesindedir.
Bütün bunlardan hareketle; emperyalizmin yaşadığı krizinin oluşturacağı muhtemel yıkıntılardan kurtulmanın ve son yıllarda bütün olumsuzluklara, bütün saldırılara rağmen adım adım hayata geçirdiğimiz “güçlü ve büyük Türkiye” idealinin tam anlamıyla tecellisinin sağlanmasının tek yolu toplumsal tesanütümüzü koruyarak devlet ve millet birlikteliğini güçlendirmektir.
Güçlü ve Büyük Türkiye idealini sendikal anlamda kendisine misyon edinmiş MEMUR-SEN ailesi olarak, küresel baronların ve onların ekonomik tetikçileri olarak gördüğümüz bazı uluslararası kuruluşların manüplatif saldırılarına karşı hükümetimizin oluşturduğu direniş hattına şimdiye kadar olduğu gibi bütün gücümüzle katkı verdiğimizi ilan ediyoruz.
YAŞASIN BAĞIMSIZLIK...
YAŞASIN MİLLİ EKONOMİ...
VAROLSUN GÜÇLÜ VE BÜYÜK TÜRKİYE...
Genel Haberler
- 65.238 İmza ile Maaş Anlaşma Mağduriyetine Dur Diyoruz
- Diyanet-Sen’den Diyanet İşleri Başkanlığı Maaş Ödeme Anlaşmaları Sorunlar ve Çözüm Önerileri Odak Analiz Kitabı
- Korkma Sönmez Bu Şafaklarda Yüzen Al Sancak!...
- Dünya Kadınlar Günü “Güçlü Aile ve Güçlü Toplum” Mücadelesine İvme Kazandırmalıdır
- Genel Başkan Ali Yıldız Konya Şube’nin İftar Programına Katıldı
- Diyanet İşleri Başkanlığımız Kuruluşunun 101. Yılında Hizmetlerine Devam Ediyor
- Hoş Geldin İyilik Ayı Ramazan
- Diyanet-Sen’den Aile Yılı Eylem Planı
- 28 Şubat Mağduriyetlerinin Giderilmesi İçin Komisyon Oluşturulmalıdır
- Teşkilat Bölge Eğitim Toplantılarının Beşincisi Trabzon’da Gerçekleştirildi
- Teşkilat Bölge Eğitim Toplantılarının Dördüncüsü Nevşehir’de Gerçekleştirildi
- Teşkilat Bölge Eğitim Toplantılarının Üçüncüsü İzmir’de Gerçekleştirildi
- Ayrıcalıkların Dünyası: Memur-Sen Avantaj
- Diyanet-Sen’in Kurucularından Remzi Sarıoğlu’nu Rahmetle Anıyoruz
- Diyanet-Sen’den AK Parti Sivil Toplum ve Halkla İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Belgin Uygur’a Ziyaret
- Af ve Mağfiret Gecesi Berat Kandiliniz Mübarek Olsun
- Genel Başkan Yıldız, BBP Genel Başkanı Destici’yi Ziyaret Etti
- Teşkilat Bölge Eğitim Toplantılarının İkincisi Ankara'da Gerçekleştirildi
- Seçmeli Kur’an ve Siyer-i Nebi Dersleri Ehil Kişilerce Verilmelidir
- Genel Başkan Yıldız, Gazze Satılık Değildir
- Denetleme Kurulu 2024 Yılı Son Denetimini Gerçekleştirdi
- Diyanet-Sen Başkanlar Kurulu Toplantısı Gerçekleştirildi
- Asrın Felaketi: Unutmadık, unutmayacağız…
- “Yeni Türkiye Yüzyılında Diyanet” Kitabımız Çıktı
- Genel Başkan Yıldız İskilipli Atıf Hoca’yı Anma Programına Katıldı