Genel Haberler
Dünya Barış Günü’nde Birleşmiş Milletleri Protesto Ettik
Memur-Sen Konfederasyonu ve Hak-İş, 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde; Suriye’de ve Mısır’da yaşanan olaylara sessiz kalan Birleşmiş Milletler Teşkilatı’nı (BM) protesto etti.
Memur-Sen Konfederasyonu ve Hak-İş, 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde; Suriye’de ve Mısır’da yaşanan olaylara sessiz kalan Birleşmiş Milletler Teşkilatı’nı (BM) protesto etti.
Birleşmiş Milletler Teşkilatı Ankara Temsilciliği önüne siyah çelenk koyan Memur-Sen ve Hak-İş yöneticileri ve üyeleri, yaşama hakları adı altında bir balinanın bile hayatına önem veren Birleşmiş Milletler’in Suriye’de ve Mısır’da yaşanan insan kıyımlarına sessiz kalınmasını kınadılar.
Eylemde Memur-Sen adına basın açıklaması yapan Memur-Sen Genel Başkan Vekili Günay Kaya, geçen hafta Sıhhiye Meydanı’nda yüz binlerle buluştuklarını ifade ederek, Mısır ve Suriye başta olmak üzere, mazlumlara ilişkin önemli mesajlar verdiklerini söyledi. Kaya, Sıhhiye Meydanı’ndaki yüz binlerin, bu mesajlarını Birleşmiş Milletler aracılığıyla bütün dünyaya iletme görevini ise Hak-İş ve Memur-Sen konfederasyonları olarak üstlendiklerini kaydetti.
Diktatörlerin ve destekçilerinin Ortadoğu’da kan akıtmaya, gözyaşı dökmeye devam ettiğini belirten Kaya, “Zalim Esed’in kimyasal silah kullandığı katliamlarda yüz binlerce insan hayatını kaybetti, milyonlarca insan yerinden yurdundan ayrılmak zorunda kaldı. Mısır’da uzun yıllar süren diktatörlüğün ardından seçimle işbaşına gelen ilk cumhurbaşkanı olan Muhammed Mursi, aşağılık bir darbeyle görevden uzaklaştırıldı. Ordu yönetime el koydu. Açıkça darbe yaptı. Mısır’da darbeyi destekleyen halktan bazıları dünyaya ‘bunun bir darbe olmadığını’ açıklamaya çalıştı” dedi.
Kaya, demokrasiyle yönetilmenin ne demek olduğunu unutacak kadar uzun yıllar diktatörlükle yönetilen Mısırlı darbe destekçilerini anlamanın mümkün olmadığını, Türkiye’de gittikçe oturan demokrasi pratiğine Mısır’da işleyen demokrasinin eklenmesiyle birlikte tahtlarının yakın gelecekte sallanacağını gören Arap ve Körfez krallarının can havliyle Mısır’daki darbeye alkış tutmaları, maddi ve manevi destek vermelerinin de anlaşılabilir bir şey olmadığını vurguladı.
Demokrasi deyince akla ilk gelen Avrupa ülkeleri ile Amerika’nın, Mısır’da yapılan darbeye darbe diyememelerinin, durdukları yerle söylemlerinin çeliştiğini söyleyen Kaya, “Suriye’de ve Mısır’da yaşanan insan kıyımları karşısında Avrupa ve Amerika halkının, sessiz kalan Avrupalı ve Amerikalı liderleri hayretle izlediğini düşünüyorum. Çıkarları nedeniyle darbeye ‘darbe’ diyemeyen Avrupa ve Amerika, telaşla ‘seçimsiz demokrasi’ kavramını türetti. Fakat bilmelilerdir ki tarih onları ‘demokrasinin yüz karaları’ olarak not etti. Alınlarındaki bu kara lekeden bir ömür boyu kurtulamazlar. Onlar olsa olsa ‘ahlaksız ve çifte standartlı demokrasi’nin mucitleri olabilirler” şeklinde konuştu.
Her darbenin beraberinde vahşeti, katliamları, bebek, çocuk, kadın, erkek demeden ölümleri getirdiğine dikkat çeken Günüy Kaya, “Tıpkı Mısır’da olduğu gibi. Diktatörler, zalimler ancak ve ancak kan ve gözyaşı akıttırırlar; acı verirler, zulmederler. Tıpkı Suriye’de olduğu gibi. Tıpkı Filistin, Arakan ve Doğu Türkistan’da olduğu gibi. Darbeciler, diktatörler, zalimler rollerini oynuyorlar. Üzerlerine düşeni yapıyorlar. Onların payına düşen vahşet, katliam, ölüm, kan, gözyaşı, acı ve zulümdür. Peki ya Birleşmiş Milletler? O da üzerine düşeni yapıyor mu? Hayır! Ortadoğu’da, Kuzey Afrika’da ve dünyanın dört bir yanında vahşet yaşanırken Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve diğer uluslararası örgütler yalnızca ve yalnızca ‘ölü sayıcılığı’ yapıyorlar” diye konuştu.
Birleşmiş Milletler’in görevinin kan dökülmesini engellemek olduğunu ifade eden Kaya, diktatörlerin, zalimlerin zulüm ederek görevlerini yaptığını fakat Birleşmiş Milletler’in neden görevini yapmadığı sorusunu yönelterek, şöyle konuştu:
“Bu suskunluk neden? Mısır’da, Suriye’de, Irak’ta her gün yüzlerce ‘insan öldürülüyor.’ Bu coğrafyalarda yaşanan günlük katliamların onda biri bir yılda tek bir Avrupa ülkesinde ya da Amerika’da yaşansa Birleşmiş Milletler suskunluğunu yine koruyacak mıydı? Yine bir köşede oturup ‘ölü sayıcılığı’ yapacak mıydı? Asla! Peki, bu suskunluk neden? Çünkü Birleşmiş Milletler kirleşmiş milletler olmuştur. Dünyadaki tüm zulümleri seyreden Birleşmiş Milletler, ayıplı bir uluslararası kuruluş haline gelmiştir. Yapısı demokratik değildir. Veto yetkisi olan bir ülke ‘zulme devam’ demesi durumunda 200 ülkenin ‘zulme dur’ demesinin bir anlamı kalmamaktadır. Kısacısı 1 büyüktür 200’den gibi büyük bir çelişki doğmaktadır. Avrupalı, Amerikalı anneler, babalar! Arap anne ve babalar! Yoksa siz de mi vicdanlarınızı aldırdınız? Mısır’da, Suriye’de, Irak’ta, Gazze’de, Arakan’da, Doğu Türkistan’da katledilen, kimyasal silahlarla acı çektirilerek öldürülen o küçücük yavruların ana, babalarının yerine bir an olsun kendinizi koymaz mısınız? Vicdanınız nasıl kaldırıyor bu vahşeti? Mideniz nasıl alıyor o küçücük bebeklerin boy boy dizilmiş ceset görüntülerini? Yüreğiniz nasıl kaldırıyor o küçücük bedenlerin, yüreklerin can çekişen görüntülerini? Artık yeter diyoruz! Artık bitsin bu katliamlar diyoruz! Birleşmiş Milletler’i asli görevini yapmaya davet ediyoruz. Avrupa Birliği’ni sorumluluk almaya davet ediyoruz. İslam Konferansı Örgütü’nü, pasif tutumunu bırakarak inisiyatif kullanmaya çağırıyoruz! Derhal bu katliamlara bir son verilmelidir.”
Suriye’deki vahşetin faili Beşşar Esed ile Mısır’daki katliamların sorumlusu General Abdülfettah El Sisi ve suç ortaklarının uluslararası mahkemeler nezdinde yargılanmasını tüm insanlık adına talep ettiklerini dile getiren Kaya, sözlerini şöyle tamamladı:
“Arakan’da, Doğu Türkistan’da katliamlar dursun, Gazze’deki abluka son bulsun, Suriye’de Esed gitsin yerine meşru, demokratik bir yönetim gelsin, Mısır’da darbeciler elini Mısır halkının üzerinden çeksin, demokratik seçimler bir an önce yapılsın istiyoruz. Suçlular yargılansın, yaptıklarının hesabını versin istiyoruz. Tüm vicdan sahiplerini göreve çağırıyoruz. Başta Birleşmiş Milletler olmak üzere tüm uluslararası kuruluşları görevlerini yapmaya davet ediyoruz.”
Günay Kaya’nın ardından Hak-İş Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Toruntay, BM Genel Sekreteri Ban Ki-Moon’a hitaben ortak yazılan mektubu okundu.
Daha sonra üzerinde “Katliamları ve Darbeleri Kınıyoruz” yazan siyah çelenk, Hak-İş Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Toruntay ve Memur-Sen Genel Sekreteri Günay Kaya tarafından BM Binası önüne bırakıldı ve ortak okunan mektup, BM yetkililerine teslim edildi.
Genel Haberler
- Diyanet-Sen KKTC’deki Din Görevlileri ile Buluştu
- Ocak’ta Refah Payı Olsun, Enflasyon Değil Refah Konuşulsun
- Yıldız: Din Görevlilerinin Sesi Kazanımların Adresi Olduk
- Genel Başkan Yıldız’dan Diyanet Akademisi Başkanı Kaan’a Ziyaret
- Yıldız: Dünyayı Barış Yurdu Kılmak da Bizim Mücadele Alanımız
- Kamu Personel Sisteminin Güncel Hukuki Sorunları Sempozyumu Gerçekleştirildi
- Genel Başkan Yalçın Çorum’da Teşkilatla Buluştu
- Din ve Toplum Dergisi “İslam Hukukunun Aktüel Değeri” Dosya Konusu ile Çıktı
- Yıldız: Diyanet-Sen Kadınlara Yönelik Güzel Kazanımlar Elde Etti
- 2024 Yılının Son KPDK’sı Gerçekleştirildi
- Diyanet-Sen İzmir Şubeleri İl Divan Toplantısı Gerçekleştirildi
- Yıldız, İzmir 1 Nolu Şube’nin 24 Kasım Öğretmenler Günü Programına Katıldı
- Fiili Olarak Öğretmenlik Yapan Kur’an Kursu Öğreticilerimiz de Öğretmen Haklarından Yararlandırılmalıdır
- Afyonkarahisar Şubesi İstişare Toplantısı Yapıldı
- UCM’nin Kararı Soykırım Suçunun Tescilidir, Karar Uygulanmalı, Soykırımcı Cezasını Çekmelidir
- Genel Başkan Yıldız’ın Katılımı ile Adana İl Divan Toplantısı Gerçekleştirildi
- 2024 Yılı KİK Görüşmelerinin İkincisi Gerçekleştirildi
- Diyanet İşleri Başkanlığı Merkez Birimleri Arası Futbol Turnuvası Başladı
- Cumhuriyet Bayramımız Kutlu Olsun!
- Emekli Kamu Görevlilerinin Örgütlenme Hakkı Paneli Gerçekleştirildi
- Diyanet-Sen 50. Başkanlar Kurulu Sonuç Bildirgesi
- Diyanet-Sen 50. Başkanlar Kurulu Mersin’de Gerçekleştirildi
- Diyanet-Sen’den Yine Bir Hukuk Zaferi…
- Genel Başkan Yıldız: Sendikacılığa Yeni Bir Tarz ve Soluk Getirdik
- Kararlı Mücadelemiz Sonuç Verdi, Servis Hizmeti Geri Geldi