Diyanet-Sen Yılın Sendikası

Üyelerinin haklarını arama yanında sosyal konulardaki duyarlılığı, sendikal ahlakı ve tüm mazlumların vicdanın sesi olan Diyanet-Sen’in çalışmaları köşe yazarları tarafından da takdir ediliyor. Gazeteci Yazar Hami Fiskeci’nin yazısını yorumsuz veriyoruz.

2014 YILININ EN BAŞARILI SENDİKASI DİYANET-SEN

2014 yılını etüd ettiğimde baktımki bir çok sivil toplum örğütü içinde

2014 yılında sağduyulu ve topluma referans olabilecek bir çok konuda

akılcı ve mantıklı yaklaşımıyla “Diyanet-Sen” olmuş.

Toplumuz en çok ayrıştırılmaktan ve bilgi kirliliğinden çekiyor.

Parçalamak kolay birleştirmek marifet.

Memur-Sen bu konuda oldukça duyarlı.

Bir çok konuda toplumu bilgilendirmek adına önemli adımlar attılar

ve atmayada devam ediyorlar.

Toplumu sağladıkları ışıkla aydınlatan

Diyanet-Sen Ailesine ve Genel Başkan Mehmet Bayraktutar’a

toplumumuz adına teşekür ederim.

2014 yılında barışın, uzlaşının hoş görünün adresi oldukları için

teşekkür ederiz.Gönüllerde olduğu kadar zihinlerde de iz bırakan Diyanet-Sen’in

çalışmalarının 2015 yılında da devam etmesini canı gönülden diliyorum...

Toplumuz ve dinimiz saldırı ve tehdit aldındadır.

Bu mücadele, sadece devletin,öğretmenin ya da ailenin vereceği

mücadele ile çözülemez.

Bu konuda yetişmiş vicdanlı ve bilgili din adamlarımızın da

desteğine ihtiyacımız var.

Ne diyor Hz. Mevlana; “Zor diyorsun. Zor olacak ki imtihan olsun”

Evet zor. Geleceğimiz olan çocuklarımızı, gençlerimizi sadece

sigaradan, uyuşturucudan, kumar ve alkolden koruduğumuz gibi

cehaletten, inançsızlıktan, terörden, şiddetten

ve haramdan da korumamız gerekiyor...

Ne güzel demiş Hz.Mevlana;

“Allah’ın verdiği de, vermediği de imtihandır”

Bir imtihandan bir sınavdan geçiyoruz, bazen her gün bazen ayda yılda bir

herkesin imtihanı farklı...

Yine Hz.Mevlana’ın güzel bir sözü;

“Eğer bir gün dünyaya ait çok büyük bir derdin olursa;

Rabbine dönüp: ‘Benim büyük bir derdim var’ deme.

Derdine dönüp: ‘Benim çok büyük bir Rabbim var’ de.

Millet olarak birbirimize güvenmeyi,

inanmayı ve yardımlaşmayı yeniden tesis etmeliyiz.

Konuşmalı istişare etmeliyiz, çevremiz ateşten bir duvarla örülmüş,

düşmanlarımız bu ateş duvarının Türkiye’ye de sıçramasını bekliyor.

Buna karşı tek vücut tek yürek olmalıyız...

Hz. Mevlana’nın güzel bir sözüyle yazımı bitirmek istiyorum.

“Odun yanınca kül olur, insan yanınca kul olur”…

Rabbim bizlere kul olmayı nasip eder inşallah...

Hami Fiskeci