Genel Haberler

Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’na Başvurduk
Toplu Sözleşme görüşmelerinin anlaşmazlıkla sonuçlanması üzerine Memur-Sen ve hizmet kollarında yetkili sendikalar, Kamu Görevlileri Hakem Kurulu'na başvurdu. Diyanet-Sen’de Diyanet ve Vakıf Hizmet kolunda yetkili sendika olarak Kamu Hakem Kurulu’na itiraz dilekçesini sundu.
Toplu Sözleşme görüşmelerinin anlaşmazlıkla sonuçlanması üzerine Memur-Sen ve hizmet kollarında yetkili sendikalar, Kamu Görevlileri Hakem Kurulu'na başvurdu. Diyanet-Sen’de Diyanet ve Vakıf Hizmet kolunda yetkili sendika olarak Kamu Hakem Kurulu’na itiraz dilekçesini sundu.
Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, bundan sonraki sürecin Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’na kaldığını söyledi. Bazı bakanların basına yansıyan ifadeleriyle kurulu baskı altına almak istediklerine de dikkat çeken Gündoğdu, "Kamu Görevlileri Hakem Kurulu'nu baskı altına almayın. Ali Babacan'ın açıklaması bile Kamu Görevlileri Hakem Kurulu'na mobing uygulamasıdır" dedi.
Memur-Sen Genel Merkezi önünde toplanan Memur-sen üyeleri, hükümetin memura önerdiği 3,5+4'lük zam teklifini sloganlarla protesto etti.
Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu ve konfederasyona bağlı sendikaların yönetim kurulu üyelerinin de gelmesiyle konfederasyon önünden Başbakanlık Devlet Personel Başkanlığı'na geniş katılımlı bir yürüyüş gerçekleştirildi.
Ahmet Gündoğdu, burada yaptığı açıklamada, tüm İslam aleminin Regaip Kandili'ni kutladı. Gündoğdu, hükümetin ilk zam teklifini açıkladığı 14 Mayıs'ta ‘dağın fare bile doğurmadığı’ bir teklifle karşılaştıklarını ifade ederek, bundan sonraki aşamada memurun hak ettiği zam teklifini beklediklerini ifade etti.
Hakem Kurulunu Baskı Altına Almayın
Gündoğdu, Toplu Sözleşme görüşmelerinde ilk muhatapları olan Kamu İşveren Heyeti'nden arzu ettikleri sonucu alamadıklarını belirterek, “Şimdi ise ikinci muhatabımız olan Kamu Görevlileri Hakem Kurulu'na başvuruyoruz. Diliyoruz ki Toplu Sözleşme masasında alamadığımızı burada alırız" diye konuştu. Gündoğdu, Toplu Sözleşme sürecinin henüz bitmediğini, bundan sonraki sürecin Kamu Hakem Kurulu'na kaldığını hatırlattı. Bazı bakanların basına yansıyan ifadeleriyle kurulu baskı altına almak istediklerine dikkat çeken Gündoğdu, "Kamu Görevlileri Hakem Kurulu'nu baskı altına almayın. Ali Babacan'ın açıklaması bile Kamu Görevlileri Hakem Kurulu'na mobing uygulamasıdır" dedi.
Memurun hak ettiğini alamaması durumunda kamu çalışanıyla vatandaşın karşı karşıya gelebileceği uyarısında bulunan Gündoğdu, bunun telafisi mümkün olmayan sonuçlar doğurabileceğini vurguladı.
Büyüyen Ekonomiden Hakkımız Olanı İstiyoruz
Dünya genelinde yaşanan krizlere rağmen Türkiye ekonomisinin önemli ölçüde büyüdüğünü hatırlatan Gündoğdu, bu büyümeden kamu çalışanlarının pay alamadığını söyledi. "Türkiye büyüyorsa verin memurun hakkını" diyen Gündoğdu, hükümetin zam teklifinin enflasyonunun altında olduğunu belirtti. Gündoğdu, "Yanlış hesap Bağdat'tan döner, güzel bir atasözümüzdür. Buradan çağrıda bulunuyorum. Yanlış hesap Hakem Kurulu'ndan dönsün” diye konuştu. Memur-Sen’e bağlı Eğitim Bir-Sen’in dünkü iş bırakma eylemine de değinen Ahmet Gündoğdu, şöyle devam etti: “Memur-Sen kurulduğu 1992'den bu yana hiçbir zaman iş bırakmak zorunda kalmamıştır. Sabır taşımızı çatlamıştır. Düzeltiyorum sabır taşımız çatlatılmıştır! Bu uyarı dikkate alınmazsa bundan sonra yapılacak eylemlerin sorumlusu da bu sese kulaklarını tıkayanlar olacaktır."
Gündoğdu, basın mensuplarının sorularını cevapladıktan sonra Toplu Sözleşme görüşmelerinde kabul etmedikleri zam teklifine ilişkin itirazlarını da içeren başvuru dilekçesini ekleriyle birlikte Devlet Personel Başkanı Mehmet Tekinarslan’a teslim etti. Diyanet-Sen Başkanı Mehmet Bayraktutar ise Diyanet-Sen’in teklif ve itirazlarını içeren başvuru dilekçesini ve eklerini Tekinarslan’a sundu.
DİYANET-SEN'İN KAMU GÖREVLİLERİ HAKEM KURULU'NA SUNDUĞU DOSYA AŞAĞIDADIR
KAMU GÖREVLİLERİ HAKEM KURULUNA
24.05.2012
Ankara
BAŞVURUDA
BULUNAN SENDİKA : Türkiye Diyanet Ve Vakıf Görevlileri Sendikası
(DİYANET-SEN)
Şehit Daniş Tunalıgil sok. No. 3/13 Maltepe,
Çankaya/ANKARA
KONU : TOPLU SÖZLEŞME TALEPLERİ
AÇIKLAMALAR :
2012-2013 yıllarına ilişkin toplu sözleşme görüşmelerinde Diyanet ve Vakıf Hizmetleri kolunda 21.05.012 tarihli uzlaşma tutanağında, Devlet Personel Başkanlığına sunulan toplu sözleşme teklifimizden sadece 1 maddede kısmi olmak üzere (Din görevlilerine ilişkin fazla mesai ücreti talebimizin sadece dini bayramlarda ödenmesi) toplam 4 madde üzerinde uzlaşma sağlanarak söz konusu tutanakla zabıt altına alınmıştır.
Ancak toplu sözleşme teklifimiz içerisinde yer alan diğer tüm taleplerimiz; Kamu görevlilerinin mali ve sosyal hakları kapsamına girmediği ve bu sebeple toplu sözleşmenin konusunu teşkil etmediği gerekçesiyle, Kamu görevlilerinin mali ve sosyal hakları kapsamına girmekle beraber kamu görevlilerinin genelini ya da birden fazla hizmet kolunu ilgilendirdiği iddiasıyla Diyanet ve Vakıf Hizmetleri kolu kapsamına girmediği gerekçesiyle, Hizmet kolu kapsamına girmekle birlikte Kamu İşveren Heyetince herhangi bir teklifte bulunulmadığından teklif getirilmek bir yana müzakere konusu dahi edilmemiştir.
Yukarıda sayılan farklı gerekçelerle Kamu İşveren Heyetince teklif getirilmeyen ve müzakere konusu edilmeyen teklifimize dâhil taleplerimizin tamamının; Kamu görevlilerinin mali ve sosyal hakları kapsamına girdiği, Kamu görevlilerinin genelini veya birden fazla hizmet kolu kapsamında mütalaa edilemeyeceği, aksine bütün taleplerimizin Diyanet ve Vakıf Hizmetleri kolu kapsamına girdiği ve Teklifimize dâhil bütün taleplerimizin haklı ve makul talepler olup Kamu İşveren Heyetince kabulü gerektiği gerçeğinden hareketle 21.05.2012 tarihli toplantı tutanağının uzlaşılamayan hususlarına ilişkin olarak Sayın Kurulunuza başvurmak hâsıl olmuştur.
GENEL BAŞVURU GEREKÇESİ :
Kamu görevlilerinin “mali ve sosyal hakları” kavramından ne anlaşılması gerektiği ve mali ve sosyal hak kapsamına hangi hususların ve konuların dâhil olduğu 6289 sayılı Kanunla değişik 4688 sayılı Kanunda tanımlanmadığı gibi başta 657 sayılı Kanun olmak üzere kamu personel rejimini düzenleyen personel kanunlarında da bu hususta açık bir hüküm bulma imkânı yoktur. Aynı şekilde anayasa da kamu görevlilerinin mali ve sosyal haklarının kanunla düzenleneceğini, toplu sözleşme hükümlerinin saklı olduğunu belirtmesine rağmen mali ve sosyal haklardan ne anlaşılması gerektiği hususunda açık bir hüküm bulunmamaktadır.
Ancak anayasanın 90’ıncı maddesi hükmü gereği artık iç hukukumuzun bir parçası haline gelmiş başta ILO sözleşmeleri ve (gözden geçirilmiş) Avrupa Sosyal Şartı olmak üzere uluslararası hukuk kurallarından hareketle “mali ve sosyal” kavramından kamu görevlilerinin ifa ettikleri görevden kaynaklanan her türlü nakdi ve ayni ödemeler ve ödemeye taalluk eden sair haklar ile kamu görevi ifa etmesine, kamu hizmeti görmesine münhasıran kendisine, eş ve çocukları ile bakmakla yükümlü oldukları kimselere tanınmış her türden yardım ve hakların, çalışma koşullarını belirleyen her türden özlük haklarının “mali ve sosyal hak” kapsamına girdiğine şüphe yoktur.
Başta 657 sayılı Kanun olmak üzere “mali ve sosyal hak” kavramının tanımı ve ne tür hakların bu kapsama dâhil olduğuna dair herhangi bir mevzuat hükmü yoktur. Bu nedenledir ki mali ve sosyal hak kavramını ve kapsamını belirleyen, bu konuda tarafların yorum yapmalarını engelleyen herhangi bir mevzuat hükmü mevcut değildir.
Anayasanın 128’inci maddesinde “Memurların ve diğer kamu görevlilerinin nitelikleri, atanmaları, görev ve yetkileri, hakları ve yükümlülükleri, aylık ve ödenekleri ve diğer özlük işleri kanunla düzenlenir. Ancak, malî ve sosyal haklara ilişkin toplu sözleşme hükümleri saklıdır.” Hükmü yer almaktadır.
2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu da toplu iş sözleşmesinin kapsamına hangi hakların dâhil edilebileceğini düzenlememesine rağmen Kanun’un “amaç” başlıklı 1’inci maddesindeki “işçilerin ve işverenlerin ekonomik ve sosyal durumlarını ve çalışma şartlarını düzenlemek” üzere toplu iş sözleşmesi yapılabileceğini öngörmektedir. Bu nedenledir ki kamunun işveren sıfatıyla taraf olduğu toplu iş sözleşmelerinde de her türlü ödeme ve mali haklar, sosyal yardımlar, çalışma koşulları, izinler, disiplin işlemleri, işe başlama ve işe son verme gibi çalışan üzerinde ekonomik ve sosyal nitelikte sonuç doğuran her türlü hak, toplu iş sözleşmesinin konusu edilmiştir.
Anayasamızın 90’ıncı maddesi hükmüne göre usulüne göre kabul edilerek yürürlüğe konulan uluslar arası sözleşmeler kanun hükmündedir. Türkiye’nin taraf olduğu “Avrupa Sosyal Şartı”nda (Avrupa Sosyal Haklar Sözleşmesi), talep konusu ettiğimiz her türlü teklifin toplu sözleşme konusu edilebileceği açıkça görülmektedir. Daha da önemlisi Avrupa Sosyal Şartı, bu Şartta yer alan sosyal hakların toplu sözleşme konusu edilebilmesini de münhasıran sosyal hak olarak kabul etmiştir.
Bu nedenledir ki Kamu İşveren Heyetinin teklifimizde yer alan taleplerimizin bir bölümünü “mali ve sosyal hak kapsamına girmediği” gerekçesiyle teklif dahi getirmeksizin müzakere konusu etmemesi yerinde değildir. Aşağıda gerekçeleriyle de izah edildiği üzere taleplerimiz hizmet kolu kapsamında müzakere edilmesi gereken ve de haklı ve makul taleplerdir.
Sendikamızca Devlet Personel Başkanlığına sunulan tekliflerimiz bütünüyle Diyanet ve Vakıf Hizmetleri kolunda bulunan kamu görevlilerini ilgilendiren taleplerdir. Söz konusu talepler ya doğrudan doğruya hizmet kolunda bulunan kamu görevlileri için öngörülmüş mevcut düzenleme ve uygulamaları dikkate almaktadır ya da münhasıran bu hizmet kolu kapsamında bulunan kamu kurum ve kuruluşları için öngörülmüş düzenleme ve uygulamalarda değişiklik getirmeyi hedeflemektedir.
Bu haliyle taleplerimiz kamu görevlilerinin genelini ya da birden fazla hizmet kolunu ilgilendirmediğinden Kamu İşveren Heyetinin teklifimizde yer alan taleplerimizin bir bölümünü “kamu görevlilerinin mali ve sosyal hakları kapsamına girmekle beraber kamu görevlilerinin genelini ya da birden fazla hizmet kolunu ilgilendirdiği iddiasıyla Diyanet ve Vakıf Hizmetleri kolu kapsamına girmediği” gerekçesiyle teklif dahi getirmeksizin müzakere konusu etmemesi ya da kamu görevlilerinin genelini ilgilendiren kısımda mütalaa edileceği gerekçesi yerinde değildir.
Sıra No |
Teklif Konusu |
İçeriği |
1 |
Ek ödeme artışı |
Din hizmetleri sınıfında yer alan personelden vaiz, murakıp ve eğitim görevlilerinin ek ödeme oranlarının 104-114 puan (654 TL-717 TL) ve diğer personelin ise 25 puan (157 TL) artırılması. Gerekçe: 666 Sayılı KHK ile memurların çoğunluğunun ek ödeme oranları tatmin edici olarak düzenlendiği halde Kadroları Din Hizmetleri Sınıfında yer alan personelden Vaiz ve eğitim görevlisi kadrolarında bulunanlar için 66 puan ve diğer kadrolarda bulunanlar için ise 65 puan olarak düzenlenmiştir. Bu durumda Diyanet İşleri Başkanlığı’nın %95’ ini oluşturan İmam-Hatip, Müezzin Kayyım, Kuran Kursu Öğreticisi, Vaiz Ve Murakıp kadrosunda yer alanlar 666 sayılı KHK ile getirilen avantajlardan yararlanamamış olmaktadırlar. Bu nedenle ek ödeme oranları hiç değilse 25 puan arttırılarak diğer personele sağlanan ek ödeme oranına yaklaşılmış olacaktır. Diyanet İşleri Başkanlığı merkezinde çalışan personele Diyanet İşleri Başkanlığı Teşkilat Kanunu’nda ön görülen zam ve tazminatlar genelde tavan rakamdan ödeme yapılacak şekilde düzenlendiği halde, Din hizmetleri tazminat bölümünde bu uygulama aşağı çekilerek İl Müftü Yardımcıları için yüzde 170, Eğitim Görevlileri için (ihtisas) yüzde 145, Vaizler ve diğer personel için yüzde 125 olarak uygulanmaktadır. Bu kategoride yer alan bütün sınıflar için Din Hizmetleri Tazminatı’ nın kanunun imkan tanıdığı yüzde 175 üzerinden ödenmesi konusunda düzenleme yapılmalıdır. Bilindiği üzere, 666 sayılı "Kamu Görevlilerinin Mali Haklarının Düzenlenmesi Amacıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname" 02/11/2011 tarihinde resmi gazetede yayımlanmıştır. Söz konusu KHK kamu görevlileri arasındaki ücret dengesizliğinin giderilmesi maksadıyla çıkarılmış olmasına rağmen; aşağıda arz ve izah edilen sebeplerle, Diyanet İşleri Başkanlığı personelinden, Kararnameye ekli (I) SAYILI CETVEL'in 6. sırasının (a) bendinde yer alan "vaiz ve eğitim görevlileri" ile (b) bendinin kapsamına giren murakıpların mali haklarında emsallerine uygun olarak gerekli düzenleme yapılmadığı anlaşılmıştır. Diyanet İşleri Başkanlığı mevzuatında "il müftü yardımcısı, ilçe müftüsü, eğitim görevlisi, vaiz, murakıp ve müdürler birbirine yakın ve eşdeğer kadrolar olarak düzenlenmiştir. Bu kadrolarda istihdam edilecek personelin mesleğe girme şartları konusunda da birbirine yakın düzenlemeler söz konusudur. Eğitim görevlileri ve vaizlerin mesleğe girebilmeleri için ilçe müftülüğünde olduğu gibi dört yıllık dini yüksek öğrenimin yanında Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından açılan ihtisas kursunu (30 ay süreli) bitirmeleri ya da ilahiyat alanında doktora yapmaları gerekmektedir. Diğer taraftan eğitim görevlileri ve vaizler, 657 sayılı Kanunun "Din Hizmetleri Tazminatı" bölümünde diğer din hizmetleri personelinden ayrılarak "a) İl müftü yardımcısı, ilçe müftüsü, eğitim görevlisi ve mesleğiyle ilgili yüksek öğrenim mezunu olup "vaiz" kadrosunda bulunanlar" şeklinde il müftü yardımcıları ve ilçe müftüleriyle aynı kategoride yer almaktadır. Öte yandan eğitim görevlileri, müftü ve vaiz yetiştirmek üzere açılmış olan eğitim merkezlerinde görev yapmakta, murakıplar taşrada il müfettişliği görevini ifa etmektedirler. Ancak ek ödeme oranları vaiz ve eğitim görevlisi kadrolarında bulunanlar için % 66, murakıplar için % 65 (bu oran imam-hatip ve müezzin kayyım gibi diğer personel için de aynıdır) olarak belirlenmiştir. Ek ödeme oranı ilçe müftüsü ve şube müdürleri için ise %170 olarak belirlenmiştir. Halen yürürlükte bulunan "Din Hizmetleri Tazminatı" da il müftü yardımcısı ve ilçe müftüleriyle aynı grupta yer almalarına rağmen eğitim görevlisi ve vaizler için % 125 olarak düzenlenmiştir. Kanuni üst sınırı % 175 olan din hizmetleri tazminatı, il müftü yardımcıları ve ilçe müftüleri için ise yüzde 170 olarak uygulanmaktadır. Eğitim görevlisi, vaiz ve murakıp kadrolarında istihdam edilen personelin mağduriyetlerinin önlenmesi, mali haklarının korunması ve nitelikli elamanların istihdamında sıkıntı yaşanmaması maksadıyla tazminat ve ek ödemelere ilişkin iyileştirici düzenleme yapılmalıdır. |
2 |
Tazminat artışı |
Eğitim görevlileri vaizler, murakıplar ve din hizmeti sunan İmam Hatip, Kur’an Kursu Öğreticisi ve Müezzin Kayyımların din hizmetleri tazminatının 25 puan (157.56 TL); eğitim görevlileri, vaizler ve murakıpların tazminatının 70 puan (440 TL) artırılması. |
3 |
Ek gösterge artışı |
Din hizmetleri sınıfındaki personelden dini yüksek öğrenimli olmayan dört yıllık yüksek öğrenimli tüm personelin de ek gösterge rakamlarının 2.200’den 3.000’e yükseltilmesi Gerekçe: Yürürlükteki mevzuata göre Din Hizmetleri Sınıfında dini yükseköğrenim mezunlarına uygulanan ek gösterge oranları: Derece: Gösterge: 1 3000 2 2200 3 1600 4 1100 5 900 6 800 7 500 8 450 Aynı unvan ve sınıfta olmasına rağmen farklı fakülte mezunlarına uygulanan oranlar: 1 2200 2 1600 3 1100 4 800 Aynı düzeyde eğitim gören personeller arasındaki eşitsizliğin giderilmesi ve lisans eğitiminin ödüllendirilerek teşvik edilmesi için ek gösterge puanlarının denkleştirilmesi şarttır. |
(2) sayılı Liste
Genel Kapsamda Görüşülebilecek Mali ve Sosyal Haklar
Sıra No |
Teklif Konusu |
İçeriği |
4 |
Fazla Mesai Ücreti |
Gerekçe 1: 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun “Çalışma saatler” başlıklı 99.maddesi: “Memurların haftalık çalışma süresi genel olarak 40 saattir.” Şeklinde düzenlenmiştir. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 89. maddesi gereği Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmenlerinin hafta sonu ve saat 18:00’den sonraki eğitim faaliyetlerinde 140 olan gösterge rakamı 150 olarak değerlendirilmektedir. Bu imkan aynı konumda olan Diyanet İşleri Başkanlığı Eğitim Hizmetleri Genel Müdürlüğü’ne bağlı olarak Eğitim Merkezlerinde görev yapan öğretmenlere de sağlanmalıdır. (Yani Kurslarda görev yapan öğretmelere haftalık çalışma süreleri 40 saati geçtiği durumda ve hafta sonu görevlendirildiklerinde fazla mesai ücreti ödenmelidir.) Gerekçe 2: Fazla mesai bilindiği gibi haftalık çalışma saatini aşan kısma denir. Bir personelin fazla mesai alması için öncelikle bu çalışma saatini doldurması gerekir. İstisnalar haricinde haftalık çalışma saati 45 saattir. Ankara İlahiyat Fakültesi tarafından yapılan araştırmaya göre din görevlilerinin haftalık çalışma saati 45 saatin üstündedir. Üç aylar, kandiller ve Cuma günleri ile yaz aylarında bu mesai 50-55 saate ulaşmaktadır. 2006 Toplu Görüşmelerinde gündeme gelen ve resmi ve dini bayramlarda görev yapan personele mesai ücreti verilmesi kararı bugüne kadar maalesef uygulanmadı. Bu haksızlığın kısmen de olsa giderilmesi için hafta da bir gün ve resmi bayram günleri için din görevlilerine mesai ücreti verilmelidir. Fazla mesai ücretinin verilmesini engelleyen 657. Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun ”Fazla çalışma ücret” başlıklı 178. Maddesi:“A) 99 ve 100 üncü maddeler hükümleri uyarınca tespit olunan günlük çalışma saatleri dışında; a) Salgın hastalık ve tabii afetler gibi olağanüstü hallerin olması (Bu hallerin devamı süresince), b) Fabrika, atelye, şantiye, işletme gibi yerlerde İş Kanununa tabi olarak işçi çalıştıran kurumlarca hizmetin gereği olarak işçi ile birlikte çalışma saatleri ve günü dışında çalışmanın zorunlu bulunması, hallerine münhasır olmak üzere, yapılan fazla çalışmalar ücretle karşılanır. Yukarıda sayılan hallerde yaptırılacak fazla çalışmanın süresi ve saat başına ödenecek ücret Bakanlar Kurulu kararı ile belirlenir Kurumlar gerektiği takdirde personelini günlük çalışma saatleri dışında fazla çalışma ücreti vermeksizin çaıştırabilirler. Bu durumda personele yaptırılacak fazla çalışmanın her sekiz saati için bir gün hesabı ile izin verilir. Ancak, bu suretle verilecek iznin en çok on günlük kısmı yıllık izinle birleştirilerek yılı içinde kullandırılabilir. Fazla çalışmanın uygulama esas ve usulleri Devlet Personel Başkanlığı ile Maliye Bakanlığınca müştereken belirlenir. Milli İstihbarat Teşkilatı mensuplarına ödenecek fazla çalışma ücretleri ve diğer hususlar Başbakan tarafından onaylanacak bir talimatla tesbit edilir.” Şeklinde düzenlenmiş olup söz konusu madde fazla mesai ücretinin ödenmesi hususunu da kapsayacak şekilde değiştirilmelidir. |
5 |
Teşvik ikramiyesi |
Diyanet İşleri Başkanlığı ve Vakıflar Genel Müdürlüğünde görev yapan personele EYDM aylığının %250’si oranında (1.572 TL) yılda bir ikramiye verilmesi. |
6 |
Servis ve yemek yardımı |
Vakıflar Genel Müdürlüğünün bazı bölge müdürlükleri personeline sağlanan yemek ve servis imkanlarından diğer bölge müdürlüklerindeki personelin de yararlandırılması |
7 |
Vakıf Kira Gelirlerinden Pay |
Vakıf kira gelirlerinin %5’ini geçmemek ve brüt maaşlarının üçte birini açmamak üzere Vakıflar Meclisinin belirlediği oranlarda Vakıflar Genel Müdürlüğü personeline ödeme yapılır. Bu ödemelerden Kadro Karşılığı sözleşmeli personel ile işçi olarak çalışan personeller hariç diğer tüm personelin yararlanması, |
8 |
İzinler |
Kamu çalışanlarının yıllık izinleri kullandırılırken hafta tatili olan cumartesi ve pazar günleri ile resmi tatil olan dini ve milli bayram günleri izin süresinden sayılmaması. Gerekçe: 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun “Yıllık izin” başlıklı 102.maddesi:” Devlet memurlarının yıllık izin süresi, hizmeti 1 yıldan on yıla kadar (On yıl dahil) olanlar için yirmi gün, hizmeti on yıldan fazla olanlar için 30 gündür. Zorunlu hallerde bu sürelere gidiş ve dönüş için en çok ikişer gün eklenebilir.” şeklinde düzenlenmiştir. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun “Yıllık izinlerin kullanılışı” 103.maddesi: “Yıllık izinler, amirin uygun bulacağı zamanlarda, toptan veya ihtiyaca göre kısım kısım kullanılabilir. Birbirini izliyen iki yılın izni bir arada verilebilir. Cari yıl ile bir önceki yıl hariç, önceki yıllara ait kullanılmayan izin hakları düşer. Öğretmenler yaz tatili ile dinlenme tatillerinde izinli sayılırlar. Bunlara, hastalık ve diğer mazeret izinleri dışında, ayrıca yıllık izin verilmez. Hizmetleri sırasında radyoaktif ışınlarla çalışan personele, her yıl yıllık izinlerine ilaveten bir aylık sağlık izni verilir.” şeklinde düzenlenmiştir. |
9 |
Yurt Desteği |
Köylerde görevli personelin çocukları için yurt ve burs desteğinin sağlanması. Gerekçe: Diyanet İşleri Başkanlığı’nda çalışan (TUİK verilerine göre 34600-35200 köy bulunmaktadır) 36-37 bin arasında din görevlisi köylerde görev yapmakta ve 24 saat köyde bulunmaktadır. Diğer kamu kuruluşu hizmetleri ise şehir merkezlerinden gidiş geliş yapmakta, kamu adına hizmet veren bu görevlilerin öncelikle iyi bir lojmana ihtiyacı bulunmaktadır. Bunun yanında çocukları okul çağına gelen görevlilerimiz köylerden tayin talebinde bulunmaktadır. Tayin talebi gerçekleşmeyenlerin bir çoğu aile ve çocuklarının eğitimi için şehir merkezlerinde ev tutmakta, aile bölünmekte ve görev aksamaktadır. Bu durumlar göz önünde bulundurularak köylerde görev yapmayı özendirecek maddi ve manevi katkılara ihtiyaç duyulmaktadır. Başta okuyan çocukları için burs ve yurt temini gibi ihtiyaçlar karşılanmalıdır. |
TALEP SONUCU :
4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu’nun “Uyuşmazlık Hali” başlıklı 33. Maddesi ve diğer maddeleri gereğince Sayın Kamu Hakem Kurulundan yukarıda yer alan taleplerimiz doğrultusunda karar vermesini Diyanet İşleri Başkanlığı ve Vakıflar Genel Müdürlüğü çalışanları adına saygıyla arz ve talep ederiz. 24.05.2012
Ali BAYIR Mehmet BAYRAKTUTAR
Genel Mevzuat ve Toplu Sözleşme Sekreteri Genel Başkan
2012 – 2013 Toplu Sözleşme Görüşmeleri 2012 – 2013 Toplu Sözleşme Görüşmeleri
Teknik Heyet Yetkilisi Sendika Temsilcisi
Genel Haberler
- Teşkilat Bölge Eğitim Toplantılarının Dördüncüsü Nevşehir’de Gerçekleştirildi
- Teşkilat Bölge Eğitim Toplantılarının Üçüncüsü İzmir’de Gerçekleştirildi
- Ayrıcalıkların Dünyası: Memur-Sen Avantaj
- Diyanet-Sen’in Kurucularından Remzi Sarıoğlu’nu Rahmetle Anıyoruz
- Diyanet-Sen’den AK Parti Sivil Toplum ve Halkla İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Belgin Uygur’a Ziyaret
- Af ve Mağfiret Gecesi Berat Kandiliniz Mübarek Olsun
- Genel Başkan Yıldız, BBP Genel Başkanı Destici’yi Ziyaret Etti
- Teşkilat Bölge Eğitim Toplantılarının İkincisi Ankara'da Gerçekleştirildi
- Seçmeli Kur’an ve Siyer-i Nebi Dersleri Ehil Kişilerce Verilmelidir
- Genel Başkan Yıldız, Gazze Satılık Değildir
- Denetleme Kurulu 2024 Yılı Son Denetimini Gerçekleştirdi
- Diyanet-Sen Başkanlar Kurulu Toplantısı Gerçekleştirildi
- Asrın Felaketi: Unutmadık, unutmayacağız…
- “Yeni Türkiye Yüzyılında Diyanet” Kitabımız Çıktı
- Genel Başkan Yıldız İskilipli Atıf Hoca’yı Anma Programına Katıldı
- Ekim KİK Kararları Yeni Kazanımlar Getiriyor
- Diyanet-Sen: Ayrıcalıklı Sendikacılığın Adresi!
- Vekil İmam Hatiplerden Sendikamıza Ziyaret
- Diyanet-Sen’den DİB Önünde Eylem
- Vefatının 15. Yıl Dönümünde Özlem, Minnet ve Dualarla Anıyoruz
- Miraç Arınma ve Yükseliştir
- Diyanet-Sen Vefanın Adıdır
- Vekil Aylıklarına İlişkin İkinci Karar, Ankara İdare Mahkemesi’nden Geldi
- Genel Başkan Yıldız Zonguldak Müftülük Toplantısına katıldı
- Diyanet-Sen 2. Teşkilat Eğitim Toplantısı Yalova’da Gerçekleştirildi